Tuncay GÜLÇİN

Tuncay GÜLÇİN

BAŞKANLI SİSTEMİNİN ŞİFRELERİ

 

Sayın okurlar,

Benim güzel ülkem son 9 aydır tam bir 3.dünya ülkesi sınıfında olan Afrika ülkelerine dönmüştür. Hatta bazı Afrika ülkeleri bizim şu anki durumumuzdan daha iyi durumdalar. Hatta ve hatta bizim dalga konusu ettiğimiz o Dominik Cumhuriyeti bile şu an bizden daha yaşanılır yapılan sıralamaya göre. Ne demek 9 ay da 6 bomba patlaması? Hani Vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un çok güzel bir sözü vardır ‘Dost kazanmaya bakın, düşmanı annen bile doğurur.’ Ne kadar da haklı değil mi? Sayın Cumhurbaşkanı!

Cumhurbaşkanına yakın isimler çıkıp her gün ‘başkanlık bizi bu durumdan kurtarır’ açıklaması yapıyorlar. Sorarım acaba o açıklama yapanların kaç tanesi dünyada başkanlık sistemine geçip halkına zulüm olan bir sistem diye dert yanmışlardır bilir misiniz? Bilgisi küçümsenemeyecek bir gazeteci-yorumcu Rasim Ozan Kütahyalı bilir misin? Bizim hukuk adamlarımız Hatemi, Mustafa Erdoğan peki siz bilir misiniz? AKP’ye yakın isimler il-ilçe başkanları, belediye başkanları, parti üyeleri, vekiller ve bakanlarımız siz bilir misiniz?

Yahu ağzını açan diyor ki bu başkanlık sisteminin dünyada birçok örneği var en başta Amerika Birleşik Devletleri başkanlık sistemi ile yönetiliyor ve dünyanın tek süper gücü! Bakın efendiler sizin atladığınız ve milletimin de görmesini engellediğiniz bir husus var nedir o  ;

Verdiğiniz örnekleri size karşı bir koz olarak kullanmak durumunda bıraktınız beni. ABD başkanlıkla yönetiliyor evet peki burası ABD mi? Keza Fransa yarı başkanlıkla yönetiliyor peki burası Fransa mı? Ya da burası İngiltere mi? Almanya mı?

Bizde siyasi durum nasıl bilir misiniz dostlarım? İste iktidar olsun ister muhalefet her ikisi de birbirini keskin bir dil ile eleştirmediği sürece birbirinin arkasından birbirlerini taşlamadıkları sürece ayakta durmakta zorlanırlar. Aslında Cumhuriyetimizin gereği bu değildir ancak zamanla siyasi sitemimizi bozdular ve artık bu duruma geldi hani halk deyimi vardır ya ‘Alışmış kudurmuştan beterdir’ diye işte bahsetmek istediğim konu tam olarak budur.  Türkiye Cumhuriyeti’ne başkanlık sistemi gelirse ne olur? Tüm güçlerin toplandığı başkana her gün eleştiri yönelten muhalefeti düşünün sizce de her gün ayrı bir kaos yaşanmaz mı? ABD örneğini ele alsam, yahu ABD de seçim bittiğinde en güçlü iki parti Demokratlar ve Cumhuriyetçiler ülke menfaati ekseninde uzlaşabiliyorlar. Birbirine destek olabiliyorlar. Sen daha 7 Haziran’da çıkan koalisyon sonucunu beğenmeyip halkı fırçalamadın mı? Tekrar seçim kararı almadın mı?

Bir başka konu hukuk sistemi,

Bu örnek olarak gösterilen ülkelerde ki hukuk anlayışlarına bakalım; Mesela Birleşik Krallık (İngiltere) o ülkede hukuk öyle güzel işler ki başkanlık ya da yarı başkanlık sistemi orada vuku bulabilir. O ülke yargıçlarına o kadar güvenir ki önlerine açık çek koyarlar. Hemen yaşanmış bir örnek verelim: Yargıçların hükümetten istediği tutarda nedensiz para çekebilmesi durumuna inanmayan yeni göreve başlamış bir yargıç bu durumu test etmek ister. Gider devlet hazinesine der ki; Ben falanca vilayette falanca mahkemede yargıcım 1 milyon(4 milyon tl) sterlin çekmek istiyorum. Tabii görevli memurlar şaşırırlar derler ki, tamam efemdim size yarın bilgi verilecek ve hemen hükümet başkanına haber gider ve hükümet başkanı tamam der istediği tutarı verin ancak bir takip edin bakalım bu kadar nakit parayı ne yapacak. Ertesi gün yargıç gidip bankadan istediği tutarı çeker. Anlar ki devlet yargıçlarına sonsuz derecede güveniyor. Utanır kendinden devletinin sözüne güvenmeyip böyle bir teste tâbi tuttuğu için, paranın bir kuruşuna bile dokunmadan hazineye teslim eder iki gün sonra. Biliyor musunuz? O yargıca ne oldu. Devlete güvenmediği için yargıçlık unvanı elinden alınıp hapse atıldı. Şimdi Ey! Erdoğan sen her gün bir savcını görevden alıp yargılarken, polisini, hâkimini, HSYK denen o anlamsız yapıyı eleştirirken, en önemlisi Anayasa mahkemesinin kararına saygı duymuyorum tanımıyorum derken başkanlık sistemi ile bu ülkeyi nasıl uçuşa geçirmeyi planlıyorsun?

Değinmeden geçmem düşünülemezdi. Rahmetli başbuğumuz Alpaslan Türkeş’in de başkanlık sistemini savunduğunu 4 Şubat 2015 TESK üyelerini sarayında ağırladığın gün açıklamıştın. Sayın Türkeş ile senin bahsettiğiniz başkanlık sistemi aynı değildir. O devir ile bu devir aynı değildir. Bende başkanlık sistemini tasvip edebilirim güzel ve uygunulası bir sistem ancak bu sistemi tartışmanın ne yeri ne de zamanıdır. Sen önce hukuk sitemini, eğitim sistemini, siyasi ahlakı bir düzene sok sonra başkanlık diye meydanlarda dolaş. Sen meydanlara çıkıp 10 tane başkanlık sistemini yaşatabilen ülke sayarsan ben sana 20 tane başkanlık sistemini diktatörlüğe dönüştüren ülke sayarım;

Fransa’nın başına General De Gaulle, Arjantin’in başına Mareşal Las Haras, Brezilya’nın başına General Fonseca, Endonezya’nın başına önce bağımsızlık savaşının lideri Sukarno, sonra yerine General Suharto, Güney Kore’nin başına General Park Chung-hee, Meksika’nın başına da Mareşal Agustin ilk başkan olarak geçmiştir. Güney Kore de dâhil olmak üzere başa başkan olarak geçen tüm askerler ülkelerini birer diktatörlük anayasasıyla, derin devletleri arkalarına alarak yönetmeye başlamıştır.

Yetmez mi?

Tarihleri darbelerle dolu olan Latin Amerika ülkelerinden Arjantin, Bolivya, Peru, Venezuela, Brezilya, Dominik Cumhuriyeti, Ekvador, El Salvador, Guatemala, Haiti, Honduras, Kolombiya, Kosta Rika, Meksika, Nikaragua, Panama, Paraguay, Şili ve Uruguay tam başkanlık rejiminin olduğu ülkeler. Arjantin’de 1930’dan bu yana hiçbir sivil idare 6 seneden fazla iktidarda kalamadı. 1819’dan bu yana 46 devlet başkanından sadece ikisi askeri darbesiz görevini devir teslim etti. Bolivya, Peru ve Venezuela dünyada en çok darbenin olduğu ülkeler. Brezilya’da askeri darbeler bugüne kadar hiç soruşturulamadı. 1889 yılında yine bir darbeyle başlayan Brezilya’daki başkanlık süreci, 1934’te başarısız olacak bir komünist devrim denemesi üzerine tam bir diktatörlük haline gelmiştir.

Afrika ülkeleri Nijerya, Uganda, Surinam, Sudan, Kenya, Tanzanya, Liberya, Sierra Leone ve Zambiya da tam başkanlık sistemiyle yönetiliyor.

Asya ülkelerinden Endonezya, Filipinler, Güney Kore, Seyşeller ve Sri Lanka da yine üçüncü dünya ülkeleri klasiği olan askeri darbeler, ekonomik uçurum ve demokrasinin henüz oturmadığı ülkeler olarak karşımıza çıkıyor. 

Bilmem anlatabildim mi?

Başkan Tayyip Erdoğan…

 

Tuncay GÜLÇİN
21.03.2016

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren ve imla kuralları ile
yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncay GÜLÇİN Arşivi
SON YAZILAR