Düşmanlarımızın Sözleri Değil, Dostlarımızın Sessizliği Olacaktır."

Düşmanlarımızın Sözleri Değil, Dostlarımızın Sessizliği Olacaktır." sözleri yankılanacaktır.

Günler ayları, aylar yılları kovalıyor ve Rabbimizin bir emaneti olan hayat nimeti hızla tükeniyor. Başırahmet, ortası mağfiret ve sonu da cehennemden kurtuluş olan evlerimize ve gönüllerimize konuk olan Ramazan geldi ve tekrardan bize veda ediyor. Bu ayda cahiliyenin zilletine gömülmüş, var oluş amacından kopmuş, nereden gelip nereye gittiğini unutmuş insanlığa, unuttuklarını hatırlatmak için Kuran gelmiştir. Şu anda Dünya insanlığı Kuran’dan önce ki manzaraya çok yakın bir durumdadır. İnancımızla ömrümüze bereket katabiliriz. İnancımızla irtibatımız ölçüsünde değer kazanır ya da değer kaybederiz. İnancımıza değer verdiğimiz ölçüde, gönül dünyamızı mamur ve mesut eder, dünyamızı da barış ve esenlik yurduna çevirebiliriz. Teslim olup gönül vererek, tevhide Sadakatimizle İbrahim Halilulah, Sabrımızla Eyüp, İffet ve Hayamızla Yusuf, Metanetimizle Yakup olmalıyız.

 

Ramazandan çıkıp mükafatının lezzetini tattığımız bu bayram günleri, kardeşliğin, sevginin, dostluğun, mutluluğun ve huzurun zirveye ulaştığı günlerdir. Ne yazık ki Türk - İslam coğrafyasına baktığımızda, doğusuyla batısıyla, kuzeyiyle güneyiyle bir onur ve haysiyet sınavı vermektedir. Hemen yanıbaşımızdaki Türkmen Kardeşlerimiz görülmemekte ve şaşalı iftarlarla vatanını satıp gelen kimliksizlere törenlerle kimlik verilmekte. Dünyanın dört bir yanında mazlum kanı dökülmekte; çocuk, genç, ihtiyar demeden acımasızca insanlık katledilmekte; analar, elleri sinesinde gözyaşı dökmekte; kardeş, gözünü kırpmadan kardeşini öldürmektedir. Üzülerek ifade etmeliyim ki kan ve gözyaşının insanı boğduğu zamanları yaşıyoruz. Zalimlerin putlaştığını putlaştırıldığını canlı canlı izliyoruz.

 

Bir tarafta canlı bombalar patlatılıp ortalığın can pazarına döndüğü yerde diğer yerde havai fişeklerle şatafatlı kutlamalar yapılmakta. Her gün bir ocak sönmekte. İşin kötüsü bunların sıradanlaşarak katlanıp artmasında.

 

Bunlara karşılık ne mutlu bizlere ki vatan savunmasında kendi canını vermesi yetmiyormuş gibi henüz doğmamış altı aylık karnındaki bebeğiyle vatan savunmasında şehit düşen yiğit, gözü pek, dantelli etek, ya da kefen giyen erkeklerden daha erkek bacılarımız var.

 

Aynı gözlerimizle adet yerini bulsun diye kucaklaşan insanlara şahit oluyoruz. İkili ilişkilerin sahteleştiği, insanların vefasızlaştığı bu günlerde bizler alış-veriş telaşındayken, İslam Coğrafyasında Müslümanlar can telaşındalar.

 

Vatanımızı savunurken şehit düşen kardeşlerimizin ve terör belasında can veren vatandaşlarımızın Ruhları Şad, Mekanları Cennet olsun. Yaralanan kardeşlerimize acil şifalar diliyorum. Rabbim yakınlarıyla birlikte bizlere sabır ve hayırlı ömürler versin.

 

Bizler ne yiyelim ne giyelim diye seçenekler üzerinde kafa yorarken İslam Coğrafyasında Müslümanlar kurşun yemekte, tek tip kefen giymekteler.

 

Ülkemizde bir kesim karıştırdığımız Suriye’yi görmekte. Ama ne hikmetse burnumuzun dibinde zulüm gören Türkmen kardeşlerimizi görmemektedir. Yıllardır başka coğrafyalarda zulüm gören soydaşlarımızı hiç dikkate almayanlar, İslam Coğrafyasında zulüm gören müslümanlara, Filistin’de zulüm gören dindaşlarımıza siyaseten ilgileniyormuş gibi yapıyorlar.

 

Korkarım ki İslam Coğrafyamızdan Cennet Mekan İZZETBEGOVİÇ’in "Ve Her Şey Bittiğinde, Hatırlayacağımız Şey; Düşmanlarımızın Sözleri Değil, Dostlarımızın Sessizliği Olacaktır." sözleri yankılanacaktır.

 

Ey Müslüman kendine gelip, uyanmak ve direnmek adına, adına ne dersen de bu güçlere artık bir dur demenin zamanı gelmiş ve geçmiştir. Kişisel ihtiraslarını bırak Müslüman olmanın gereğini yap ki Üstat Necip Fazıl Kısakürek’in dediği; Güneşi ceplerinizde kaybetmiş Marka Müslümanlığından kurtul. Kıyamet alametlerinin birçoğu gerçekleşti. Hazırlan kendi elinle, kendine hazırladığın dünyanla yüzleşeceğin ve hesap vereceğin güne.

 

Yazımı Ömer Hayyam’ın yıllar önce yazdığı, tam da bugünleri tarif eden dörtlüğü ile son veriyorum.

celladına aşık olmuşsa bir millet

ister ezan, ister çan dinlet

itiraz etmiyorsa sürü gibi illet

müstehaktır ona her türlü zillet.

 

Bu duygu ve düşüncelerle İslam Coğrafyasının, Türk Dünyasının, Mensubu olmaktan şeref duyduğum Aziz Milletimin ve Gönül Coğrafyamızın bir an önce aklını başına alıp Allah’a sığınmasını diliyorum. Yüce Yaradan’ın bu millete acıyıp yardım etmesini temenni ediyorum. Ramazan Bayramımızı tebrik eder, kazasız, belasız bir bayram geçirmenizi temenni ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren ve imla kuralları ile
yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tahir DEMİREL Arşivi
SON YAZILAR