Şükrü ALNIAÇIK

Şükrü ALNIAÇIK

Gündemde Yine MHP Var…

Atatürk, "Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklı olanını severim" derdi.

Konu rakip olduğunda ben, zeki çevik ve ahlaklı "olmayan" sporcularıseviyorum.

Sebebi basit… Öbür türlüsünü yenmek zordur.

Şu sıralarda MHP'nin rakipleri yenilmek için elinden geleni yapıyor.

Ülkücülerin buradan sonuca gitmesi gerekiyor.

İşte Devlet Bey de bunu yapıyor.

***

 

Rakip Debelendikçe…

 

AKP'nin, FETÖ'yle giriştiği bu mücadeleyi kaybederse yaşama şansı var mı?..

Yok…

Yaşasa da "FGP" olarak yaşar.

Peki AKP, bu mücadelede MHP kadar hassas davranıyor mu?

Memleketteki uygulamalara bakınca hiç de öyle görünmüyor.

İş adamı tutuklanıyor: "Pensilvanya'ya Belediye Başkanı filancanın ısrarıyla gittim" diyor.

Başkana bakıyorsunuz, bu arada Bakan olmuş, vatandaşa FETÖyü anlatıyor.

Hemşireyi odacıyı günah keçisi yapan "siyasi ayaklar" böyle semirdikçe, halktaki siyasi nefret daha da artırıyor.

FETÖ sanığını serbest bırakan hâkimi, FETÖ'den rüşvet aldı diye tutuklayan hâkimin FETÖ'den tutuklandığı bir Türkiye'de yaşıyoruz!

At izinin it izine karıştığı yer sadece yargı değil…

15 Temmuz'dan bir ay sonra atanan Rektör, göreve gelmesinden 9 ay sonra FETÖ/PDY'den yakalanıyor.

Sayın Cumhurbaşkanı, kağıt üzerinde neyi ne kadar görüyor bilmiyoruz. Ama Anadolu'da herkez birbirini tanıyor.

Nefret sadece vatandaşlar arasında yayılmıyor. AKP'nin rant bataklığına dalmamış, milli görüşten gelen idealist yazar çizerleri de olan biten karşısında yerinde duramıyor.

Çoğu da parti yıpranmasın diye susuyor.

Ama artık mızrak çuvala sığmıyor.

Kader ağlarını örüyor.

MHP  iktidara yürüyor.

***

 

İktidara Hazırlık…

MHP, iyiye doğru giderken, Devlet Bey, kendisine yönelen milli teveccühün zirvesindeyken, kendisini hiç tanımamış seçmenlerin duasını alırken MHP'de iç huzursuzluk alışılmadık bir şekilde artmışsa, ortada MHP iktidarını önlemeye yönelik fitnelerin olması siyasetin doğasına uygundur.

Bu durumda kişilerle ve müşahhas olaylarla fazla uğraşmanın gereği yoktur.

Onlarla uğraşacak olanlar, teşkilatımızın disiplin kurulları, yöneticileri ve kongrelerimizin divan başkanlarıdır.

Onlarla derinden derine teşkilat bazında en sert mücadele yapılmalı; ama açıktan mücadelenin ağırlıık merkezi "iktidara hazırlık" olmalıdır.

MHP'ye zarar vereceği ümit ve düşüncesiyle MHP'li muhaliflere kapılarını ardına kadar açanlar, şimdi CHP'deki bıkkınlardan bu partiye gidecek oyların derdine düşmüşlerdir.

Dert artık onların derdidir.

ABD'yle, FETÖ'yle, HDP'yle, uluslararası sermayeyle uzlaşan bir partinin Milliyetçilik ekseninde MHP'yle rekabet etme şansı yoktur.

O yabancı olan maceralara doğru gidenler hayaliyle gitmiş; kalanlar edebiyle kalmıştır.

Tarihin bize bahşettiği onur, bu gerçekleri görebilen Ülkücülerin MHP'de birlik olmasıdır.

MHP, arınarak, ayıklanarak, safraları atarak, kutlu yolculuğunu daha da hızlandıracaktır.

Gerisi, Ülkücü umutların yerine küresel hayaller koyanların içine düştüğü bir tuzaktır!

Ben de Sayın Genel Başkan gibi tuzaktan kurtulabilen yaralılara olabildiğince sahip çıkmaktan yanayım.

İktidara hazırlanan Bozkurtlara hoşgörü yakışacaktır.

Ama tabii ki bu konuda karar verecek olan merci, partinin yetkili kurullardır.

***

 

İP'ten Dönenlere Ölçü Nedir?

Sayın Genel Başkan, Gazete Habertürk'e verdiği röportajda:

"Gidenlerin bir bölümünün kandırıldığını, iyi niyetli ve kandırılmış olan kesimin FETÖ'cülerden ayrı tutulması gerektiğini" söylüyor.

Biz de son Zerrab olayı da dahil bütün tabloyu karşımıza alıyor ve yüksek sesle düşünüyoruz:

Bugün siyaseti yeniden şekillendiren 15 Temmuz gecesinde ve sonrasında MHP Lideri Devlet Bahçeli, milletin önemli bir çoğunluğunun teveccühünü kazanmış mıdır?

Evet kazanmıştır.

Anadolu'nun her yerinde Bilge Lider'e ve partisine büyük bir teveccüh vardır.

Daha dün Kayseri'nin Tavlusun köyünde Hacı Kadriye anneyle tanışıyoruz.

Dönmelerden kriptolardan değil, bizim şehit torunlarından…

Kibar bir Kayseri telaffuzuyla:

"Eskiden sevmezdik a… Şimdi Devlet Bey'i seviyoruz." Diyor.

Ben de: "Keşke daha önce tanıma fırsatınız olsaydı" diyorum.

Bu akımı, merkes sağdaki Devlet Bey rüzgarını inkar eden çarpılır!.. 

Şimdi soruyorum.

Bu süreç böyle devam ettiğine göre AKP iktidarının alternatifi bir "Cumhur ittifakı" veya tek başına "MHP iktidarı" değil midir?

Bugüne dek hiç olmadığı kadar böyledir.,

Etkin bir medya gücümüz olmadığı halde böyledir

Paramız, faizimiz, sermayemiz, finansmanımız olmadığı halde böyledir.

MHP, 2019 seçimlerinde zafere en yakın siyasi partidir.

Konjonktür "Milliyetçi Sağ"a gülümsemektedir. Bunun gerçek addresi de MHP'dir.

"Hanımefendi" neci olursa olsun 16 Nisan'da Hayır cephesinde yer aldıktan sonra onun böyle bir şansı kalmış mıdır?

Kalmamıştır!..

Dağ fare doğurmuştur.

O halde Devlet Bey, umutları çalınan Ülkücüleri geri istemekte haklıdır!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren ve imla kuralları ile
yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şükrü ALNIAÇIK Arşivi
SON YAZILAR