MYANMAR ve ARAKAN

Myanmar, Güneydoğu Asya’da Çin, Hindistan, Bangladeş, Tayland ve Laos’la sınırı olan bir ülke. Eski adı Burma. Ülkenin %10;u Müslümanlardan oluşuyor. Geri kalan çoğunluğu ise Budistler oluşturuyor. Müslümanların büyük çoğunluğu ise Myanmar’a bağlı Arakan Eyaleti’nde yaşıyorlar.

İslamiyetin Asya’ya doğru yayılımından Arakan’da etkileniyor. Arakan’ın yerli halkı Müslüman tacirlerle etkileşim sonucunda İslamiyete geçiyor. 13. Yüzyılda Arakan tamamen Müslümanlaşıyor ve 1430 yılında Arakan İslam Devleti kuruluyor. Kurulan bu devlet ise 1784 yılında Budist Burma Sultanlığı tarafından yıkılıyor. Fakat buna rağmen Burma Sultanlığı bölgede özellikle’de Arakan’da tam hakimiyet kuramıyor. Bölge 19. Yüzyılda İngilizler tarafından sömürgeleştiriliyor. İngilizler geri çekilirken dengeleri Budist Burma Sultanlığı lehine değiştirip çekiliyorlar.

Arakan İslam Devleti’nin yıkıldığı tarih olan 1784’den beri bölgede Müslümanlara yönelik baskı, şiddet ve soykırım devam etmektedir. Myanmar Devleti’nin en büyük korkusu tekrar Arakan İslam Devleti’nin kurulmasıdır. BM raporlarına göre dünyada en büyük baskıya kalan halklar arasında Arakanlı Müslümanlar gösterilmektedir.

Sadece Bangladeş’e sığınan sığınmacıların 400 binin üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. Arakanlı Müslüman temsilciler bugüne kadar katledilen Müslüman nüfusunun 400 bine yakın olduğunu iddia ediyorlar.

En son Myanmar Ordusu’nun saldırısında 3000 civarı Müslümanın katledildiği, bir köyün tamamen yok edildiği ve sadece bir erkek çocuğunun saldırıdan sağ kurtulduğu iddia edilmektedir.

Ve dünya yine sağır. İslam Devletleri bile yeteri ölçüde tepki göstermiyor. Türkiye dışında ses çıkaran İslam Devleti yok.

Suriye ve Irak’ta DEAŞ’ın din adı altında sürdürdüğü kanlı terör

Myanmar’da Arakanlı Müslümanlara yapılanlar

Filistin’de Mescid-i Aksa’da Müslümanlara yönelik kısıtlamalar

Doğu Türkistanlı Müslümanlara Çin’in uyguladığı baskılar.

İslam alemi olarak sorunlarımız büyük, derin ve köklü.

Çözümün ise tek yolu var. İslam coğrafyası ve Müslümanlar üzerine çökmüş olan cehaletten kurtulmak. İbn-i Haldunları, Farabileri, İbn-i Rüştleri, İbn-i Sinaları ve nice ilim adamını yetiştiren İslam Medeniyetinin yeniden yükselişe geçmesi gereklidir.

Bugün dünyanın herhangi bir yerinde Müslümanlar dışında bırakın 3000 kişiyi bırakın 300’ü, 30 kişi dahi öldürülse yer yerinden oynardı. Ama ölen Müslüman olunca biraz değersiz oluyor.

Bu sorunun baş müsebbibi bizleriz. Her Müslüman kendi içinde uyanışı gerçekleştirmeli, titreyip kendine dönmeli, Peygamber Efendimizin emri üzerine “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahret için çalışmalıdır.”

Eğer biz Müslümanlar İslam devletlerini ilimde, teknikte, sağlıkta,ekonomide, savunma alanında güçlü hale getirebilirsek ne DEAŞ gibi örgütler çıkacak nede dünyanın herhangi bir yerinde Müslümanlar artık katledilebilecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren ve imla kuralları ile
yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatih DERELİ Arşivi
SON YAZILAR