ÖNCE IRAK KÜRDİSTANI, SONRA?

Kürtçü Tanrıkulu’na ülkeyi Avrupa’ya şikâyet ettir…

Bir yandan Katar olayında Türkiye’yi suçlat…

Bir yandan da Y-CHP, Ankara’da HDP’yi ziyaret ededursun…

Hazır bölgede Katar krizi patlak vermişken…

Postal yalayıcı Barzani de kargaşadan istifade referanduma gidecekmiş!

Irak’ta sözde Yahudi Kürdistanının bağımsızlığını ilan ediverecek aklı sıra…

AKP’li Kürtçü vekil de hemen onu destekleyen açıklamasını yapmış:

“Türkiye'ye yönelik bir tehdit ve tehlike oluşmadığı müddetçe de Türkiye'nin farklı düşünmemesi gerekir.”

Bu arada bir itirafta da bulunuyor bu adam:

“Türkiye'nin özellikle son 4-5 yıldır Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile çok ciddi ve doğru temelde bir ilişkisi var. Ekonomik, kültürel, sosyal, siyasal alanda çok ciddi anlaşmalar yapıldı ve bu alanlarda çok ciddi işbirlikleri vardır.”

Bu AKP’li Kürtçüye göre, “Irak Kürt bölgesel yönetimi, Türkiye’nin Ortadoğu’daki en samimi müttefiki” imiş!

Ne güzel!

Türkiye ve Ortadoğu’daki kirli işbirliği ayan beyan ortada artık!

Malum, AKP’nin “usul usul, alıştıra alıştıra” politikası ve “oldubitti” taktikleri Barzani alçağının da politikası…

İktidarı devraldıklarında sıfır terör varken, lanet olası çözüm gafleti ile PKK’yi palazlandıran, ihaneti ailesinden miras postal yalayıcıyı Diyarbakır’da ağırlayan, peşmergeyi Urfa üzerinden Suriye’ye taşıyan, ülkemizde PKK paçavrasını dalgalandıran AKP, şimdi Suriye bataklığında PKK/YPG ile uğraşıyor.

Biz onlarla cebelleşirken, Ortadoğu da Katar’la meşgulken…

Arkalarında hep ikiyüzlü ABD varken…

Hazır silah yardımı da yapıyorken, eskilerin de nereye gittiğini bilmediğini açıklamışken…

Bağımsızlık referandumuna karar veriyor postal yalayıcı…

AKP de, “Vahim bir hata olur” dedi çıktı.

Gerisi?

Lanet BOP planı tıkır tıkır işliyor.

Belli ki, FETÖ/PKK/DHKP-C/TKMLP işbirliğine rağmen 1 Temmuz’da karşılaştıkları direnç, planın yönünü değiştirmiş olmalı…

Katar bahanesiyle İran, sözde Kürdistan’ın üçüncü adımı olacak…

Türkiye, bölgenin en güçlü devletidir.

Devletidir de, AKP Genel Başkanı Erdoğan, Başbakan Yıldırım ve 3-5 AKP’li dışında yaşanan dönemin pek farkında değildir.

“Milli irade”yi yansıtan, çıkar gözetmeden devletin bekasına sağlam teşhis ve tedaviler üreten Bahçeli dışında aklı başında devlet adamı da gözükmemektedir.

Gerek Kuzey Irak ve gerekse Kuzey Suriye’deki Türkmenlerin durumu ve Kıbrıs ne olacak?

Bela edilen IŞİD bahanesi Irak ve Suriye’nin parçalanması planı idi. Önce Türkmen bölgelerini IŞİD’e işgal ettirdiler, şimdi PKK/YPG’ye terkederek çekiliyorlar.

Bu Ortadoğu kaosu içinde Esad’a bağlı birlikler, Lazkiye’de Türkmendağı'nı topa tutuyor.

Postal yalayıcı da fırsatçılık yaparak bağımsızlık referandumuna gitmeye kalkıyor.

İlk tepkiler yine MHP’den geliyor elbette.

MHP’li Celal Adan, “Anlaşılan odur ki; peşmerge başı Barzani mevcut kaos ortamını fırsata çevirmenin telaşına düşmüştür ve bu yönde hesaplar yapmaktadır” diyor ve ekliyor:

“Bu noktada bizim asıl hassasiyetimiz ve endişemiz sözde Kürdistan sınırları içinde zikredilen Kerkük'ün ve diğer Türkmen yerleşimlerinin durumunun ne olacağıdır. 2003 yılından itibaren küresel güçlerin desteği ve gözetimi altında Kerkük'e saldıran peşmerge güçlerinin ilk işleri tapu daireleri ile nüfus ve mahkeme binalarındaki belgeleri yakmak olmuştu. Biz bu vandallığı hiç unutmadık. Ardından kadim Türkmen şehri Kerkük'e sözde peşmerge bayrakları astılar, bu bayrakların resmi dairelere asılmasını mecbur hale getirdiler. Türkmen kardeşlerimizi yerlerinden yurtlarından sürdüler, katlettiler ve hemen her yerde Türk kimliğini ortadan kaldırmak için her türlü kepazeliği sergilediler.”

“Şimdi de nüfus ve demografik yapısını altüst ettikleri Türkmen bölgelerini sözde Kürdistan'a bağlamak için referandum yapacaklarmış. Irak'ın cüceleri ve kuklaları kendilerini dev aynasında sanmaktadırlar. Kerkük'te bir sözde Kürdistan kadastrosuna izin verilemez. Cehennem gibi kaynayan Ortadoğu kazanının içine Türkmenler'in de atılması kabul edilemez. Bölgedeki geniş ve kadim Türk varlığı, Barzani'nin heveslerine terk edilemez. Türkmenler'in tapulu toprağına gecekondu dikilemez. Türkiye'ye rağmen Türkmen diyarında racon kesilemez.”

“Barzani ve şürekâsının bu hamlesi Türkiye'ye açık bir tehdittir”

Devlet Beyin postal yalayıcıya yorumu ise sadece üç kelime:

“Bunun adı rezalet, melanet, ihanettir.”

Türk dünyasının garantörü yine MHP ve Bahçeli olduğu hakikati ortadadır ve Türkmen Beyinin ve Ülkücü Hareket’in omuzlarındaki yük büyüktür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren ve imla kuralları ile
yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa ÖNDER Arşivi
SON YAZILAR