Öncesi ve Sonrasıyla 15 Temmuz...

15 Temmuz kalkışmasının üzerinden bir yıl geçti...

Konu ile ilgili olarak bir çok şey yazıldı, söylendi mutlaka, bizim de elbette bazı değerlendirmelerimiz var ve bunu kısaca kamuoyu ile paylaşmak istiyorum.

Daha önce olmasa bile FETÖ elebaşının ABD'ye "kaçtığı" gün herkesin anlaması gerekirdi onun bir Amerikan ajanı/uşağı olduğunu...

Bir çok siyasetçi ve üst düzey kamu görevlisi bunu anlamamakta ısrar etti ve 15 Temmuz 2016'ya gelindi.

Ardından "Yenikapı Ruhu" ortaya çıktı diye sevinmiştik, kısa sürede o ruh da kayboldu maalesef. Bunda bazı muhalefet partilerinin payı olduğu kadar iktidar partisi AKP'nin de payı oldukça fazla. 15 Temmuz'a Cumhuriyetimizin müktesebatı ve millî bayramlarımıza verilen değerin çok üzerinde bir değer verilmesi, şehit ve gaziler arasında bile ayrım yapılması AKP'nin önemli hatalarındandır.

Aradan geçen bir yılda tamamlanan en önemli konu(!) Türk Silâhlı Kuvvetlerinin itibarsızlaştırılmasıdır. Önce Ergenekon, Balyoz ve benzeri davalarla, kendi askerini öldüren (Dağlıca baskını), cami bombalamayı planlayan TSK algısı oluşturuldu. Bu algı ile beraber vatansever, Türk milliyetçisi birçok subay yıllarca haksız yere cezaevlerinde yattı ve emekli edildi. Böylece meydan FETÖ'cülere kaldı...

15 Temmuz kalkışmasının ardından da kalkışmayı önleyen vatansever askerler göz ardı edilerek tüm TSK'nın darbeci olduğu algısı yaratıldı. Özellikle kışla ve lojmanların önünde günlerce bekletilen çöp arabaları, belediyelere ait kamyonlar, onu yapanlar ve TSK adına utanç verici bir durum olarak hafızalara kazındı. Kutlamalarla ilgili hazırlanan afişler ise TSK'ya bakış açısını çok net olarak gösteriyor.

Ayrıca fiilen bu kalkışmaya katılıp tutuklananların dışında, TSK'dan ihraç edilenlerden çok az ama emekliye sevk edilen albaylar arasında oldukça fazla haksızlığa uğrayanlar oldu.

Jandarma ve Sahil Güvenlik TSK'dan ayrıldı, İçişleri Bakanlığına bağlandı. Askerî okullar kapatıldı, harp okulları ve astsubay meslek yüksek okulları tekrar açıldı. Ancak askerî liseler açılmayacak gibi görünüyor. FETÖ'cüler askerî okullardan yetişiyormuş gibi sadece onları kapatmak yanlış bir uygulamadır. Bunlar cep telefonu ile haberleştiler deyip cep telefonu kullanımını iptal etmekten farkı yoktur. Askerî liselerin subay yetiştirmedeki önemi hükûmet yetkilileri tarafından inşallah en kısa zamanda anlaşılır ve okullarımız yeniden açılır.

Kısaca Türk Silâhlı Kuvvetleri itibar noktasında dip yapmıştır, bunu tekrar üst seviyelere çıkarmak öncelikle TSK mensuplarının görevidir. Unutulmamalıdır ki, askerine düşmanlık edenler düşmanına askerlik ediyordur.

FETÖ'cülerin yargılanması en fazla önümüzdeki 8-10 ayda tamamlanır. OHAL Komisyonu kararları ve yapılacak itirazlar gelecekte konuşacağımız konular arasında görülüyor.

Halen tartışılan ve gelecekte gündemi daha fazla meşgul edecek en önemli konu ise; bu kalkışmanın siyasî ayağının ortaya çıkarılıp çıkarılmaması meselesidir ki bu konuda AKP ipe un sermektedir. Esasen bunların kimler olduğu da üç aşağı beş yukarı kamuoyunun vicdanında bellidir.

Kanaatimce asıl düşünülmesi ve tedbir alınması gereken konu; birinci derece yakınları ile birlikte 1,5-2 milyona ulaşan "FETÖ ile irtibatlı, iltisaklı" olanların, rehabilitasyonu ve psikolojik ve sosyolojik olarak topluma kazandırılmasıdır. Hükûmetin acilen bu konuda gerekli çalışmaları başlatması gerekmektedir.

FETÖ'nün de PKK gibi çok uzun yıllar problem olmaması için ne gerekiyorsa yapılmalı, önümüzdeki 2-3 yıl sonunda bu konunun Türkiye'nin gündeminden çıkarılması lazımdır.

Gerek Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin, gerekse Türk Silâhlı Kuvvetlerimizin bir an evvel normale dönmesi gerekiyor. Bunun için de başta siyaset kurumu olmak üzere her kurum, her kamu görevlisi, her vatandaş yaşananlardan, geçmişten dersler çıkararak üzerine düşeni yapmalıdır. Meselâ Diyanet İşleri Başkanlığı siyasal hutbe ve fetvalar vermek yerine dinî hutbe ve fetvalar vermelidir...

 

Ali TÜRKMEN
www.aliturkmen.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren ve imla kuralları ile
yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali TÜRKMEN Arşivi
SON YAZILAR