BARIŞ GÜVERCİNİ KILIĞINDAKİ KARGALAR!

Bu toprakların kahpe ve hainlerini göreceksiniz, milletin ve ülkenin geçtiği zor dönemlere iyi bakın…

            İstiklal Harbi döneminden Kıbrıs Harekâtı’na, 12 Eylül ve sonrasından 17/25’e, Ergenekon ve Balyoz’dan 15 Temmuz’a, geçirdiğimiz her bunalımlı dönemde hep yüzlerini gösterdiler, milleti zehirlemeye, gerçekleri altüst etmeye kalkıştılar…

            Afrin harekâtı da yine kahpelikler ve ihanetleri hortlattı…

            *

            Ülkenin güvenliği söz konusu…

            Terör, sınırınızın dibine yerleşiyor…

            Milletin geleceği tehdit altında…

            Adamlar bildiri yayınlıyor…

            Bunca şehit ve kayıp önemli değil!

            Sahte bir “barış” masalıyla sahnedeler!

            İnanılır gibi değil…

            *

            Kimi Yankeelerin taşeronu, kimi Almanın, kimi Soros’un paralı askeri, kimi bölücülüğün maşası, kimi ihtirasının kölesi…

            Sorsanız “aydın”!

            Millet dışında her kesimin “demokrasi”, “barış” ve “özgürlük” bülbülü!

            Sorsanız “sanatçı”!

            Sinemalarda halkın parasıyla palazlanıp halkının değerlerine söven görgüsüz…

            Sorsanız “gazeteci” ya da yazar-çizer”!

Ama tasmaları hep başkasının elinde…

            Hükmetmeye kalkıştıkları “Türk milleti”yle hiçbir bağı bulunmayan bir avuç şarlatan…

            Lobilerin, sermayelerin köşklerinde kemik yalayıcılar…

            Kendi başlarına “kimlik” problemi yaşayan bir avuç omurgasız…

            *

            O kadar ruhsuzlar ki, Afrin’de teröristle mücadele eden Mehmetçik’e sessiz kalıp Alaska’daki depreme ağlarlar…

            Para, koltuk, şöhret dışında ideolojileri bulunmayan sırça köşk liboşlarıdırlar…

“Kızılelma’ya gidiyoruz” diyen askerimize “müşrik” diyerek, dini ideolojisinin oyuncağı yapacak kadar “Allah’tan korkmaz kripto”lardır…

“Demokrasi havarisi” kesilip siyasi partilerde bir baltaya sap olamayan, milli görev verilince kaçıp giden kelli felli adam müsveddeleridirler…

Sömürüp durdukları Atatürkçülük sahtekârı ve kendilerinden başkasına hayat hakkı tanımayan “demokrasi ve özgürlük” şarlatanıdırlar…

Köhnemiş, demode olmuş, kirlenmiş, ihanete bulaşmış, çağdışı Marksist ve bölücü taşeronluktan başka çareleri olmayan bir güruhtur bu zavallı kitle…

Burada sıkılırlarsa Almana, Fransıza, Amerikalıya sığınıp kalleşliğe devam etmeye alışkındırlar…

*

Viskilerini yudumlarken “bildiri” diye neler yazmışlar bakın:

“Ülkemizde ve bölgemizde savaş değil sulh ve sükûn istiyoruz. Sınırlarımızı korumanın ve beka sorunu yaşamamanın en iyi yolunun karşılıklı dostluk ve iyi komşuluk bağlarını güçlendirmek olduğuna inanıyoruz.”

Ve diyorlar ki bu aklı evveller:

“Yurttaş kimliğimiz ve sorumluluğumuzla, halkımızın ve tarihin önünde siz yetki sahiplerini uyarıyor, sesimize kulak vererek sağduyulu davranmaya, savaşı derhal durdurmaya ve sorunu diyalogla çözmeye davet ediyoruz.”

Buna ancak çüüüüş denebilir!

Barış güvercini kılığındaki kargalardan ancak bu çıkar…

Bu bir şuursuzluk, aymazlık ve kahpelik bildirisidir.

*

Bu bir savaş değildir!

Kimsenin toprağıyla derdimiz yoktur.

Milli bekamız söz konusu olduğunda, savaş da ilan edilir!

Bu, ABD’nin ülkemiz ve bölge üzerinde oynadığı kirli oyuna son verme hamlesidir.

Karşımızdaki devlet veya millet değil, taşeron ve devşirme katil sürüsüdür!

AKP’nin “çözüm süreci”nde memleketin hendek ve ihanet şehirlerine dönüşmesinden memnun, akil adam kılığında bölünmeye davetiye çıkarmak hoşnuttular.

Sonu “kan gölü”ne, bölünmeye, 15 Temmuz’da da halkın asker üniformalı kahpelerin tankları altında ezilmesine kadar gitti.

Sonu Diyarbakır’da ağırladıkları postal yalayıcı Barzani’nin referandum küstahlığına kadar gitti…

Bu iş 15 Temmuz gecesi bitti…

Bu iş 16 Nisan’da “Devlet aklı”yla bitti…     

            Bu iş “Yenikapı ruhu”nu işbaşına getiren Devlet Bey’in milli direnci ile bitti!

            Artık Türk milleti siz arsızları tanıyor…

            Yakında bu kahpeliklerinizin hesabını da vereceksiniz!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren ve imla kuralları ile
yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa ÖNDER Arşivi
SON YAZILAR