DÖRT AYRI “UÇ”TAKİ YOBAZLIK!

Bunun demokrasiyle, insan haklarıyla, dinle imanla alakası yok!

Kimse maval okumasın!

Kimse ilericilik, sözde Atatürkçülük, sözde dindarlık, sözde modernlik taslamasın!

Ankara, Çanakkale, Isparta ve Bodrum’da olan biten ortada…

Dördü de affedilir gibi değil!

Milletin gözünün önünde hayâsızlığın, ihtirasın şeytani örneklerini verdiler.

Dün 30 Ağustos’tu, Türk milleti, Büyük Zaferi kutlarken…

Büyük zaferin bütün kahramanlarının ve Atatürk’ün kemiklerini sızlattılar!

*

Birincisi, AKP’nin taşıyıp Meclis Başkanlığında koltuk verdiği adam…

30 Ağustos’ta Büyük Zafer’in Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adını anmıyor…

TBMM’de oturduğu makam bile ondan hatıra iken…

Beyinlerinin bir yerindeki sinsi Cumhuriyet ve Atatürk kini hâlâ yaşıyor!

İlle kendilerince bir “kindar” dinin peşindeler…

Ama…

Bitip tükenmeyen bu düşmanlık ve Arap seviciliği, bir gün AKP’nin başını yiyecek!

Yakındır!

*

İkincisi Dersimli Kemal’in Y-CHP’si…

CHP’nin “altı oklu” logosunu hiç kullanmadan…

Çanakkale’nin şehit kanıyla sulanmış toprakları ve “milli hatıralar” ayakları altında…

İşbirlikçi siyaseti Çanakkale’ye taşıyacak kadar kendilerini yitirmişler..

“Adalet” istismarıyla, tepindiler, yediler içtiler, eğlendiler, memleketi bol bol birilerine şikâyet ettiler…

Üstüne bir de bildiri yayınladılar.

Yaşadığımız olağanüstü hâle rağmen “Türkiye’de hukuk yok” diye ağlaştılar.

Biri kalkıp “İçki günah değil, kime ne? İçki içmek ‘benim sosyal aktivitem’” diyecek kadar sosyalist dişlerini gösterdi.

Yetmedi, Dersimli Gandi, “Hukuk düzeni, darbe hukukundan temizlenmelidir” diye ahkâm kesti…

Ahkâm kesti, kesti de…

O temizlik olsa, “kasetle geldiği koltuğu bırakması” gerektiğinden habersiz!

Partiye doldurduğu PKK’lileri, kripto FETÖ’cüleri temizlemeyi düşünemiyor!

*

Aslında üçüncü yobazlık örneği, AKP’nin elleriyle orduyu getirdiği vahim hâlden..

Ergenekon’da şakşakçılık yapıp “kozmik oda”ya girilmesine göz yuman AKP’ydi…

Doğu ve Güneydoğu’da göz yumduğu PKK/FETÖ kahpelerini palazlandırıp anaların kınalı kuzularını kurban eden AKP’ydi…

Bırakın Güneydoğu’yu, Isparta’da, İstanbul’da, Samsun’da, her yerde erini-subayını şerefli üniforma ile çarşıya çıkaramaz olan AKP’ydi…

Daha unutmadık, çarşı ortasında başından vurularak şehit edilen evlatlarımızı!

Asker ocağı, Peygamber ocağıydı…

Bu kutsal mekânı kahpelerin, alçakların ellerine bıraktılar.

Sanki bu topraklar, PKK deyyuslarının ihanetleriyle cebelleşmiyor…

Sanki bu memleket daha bir yıl önce alçak bir meczubun hain uşaklarınca 15 Temmuz girişimini yaşamamış…

Bir bakın… Isparta’da…

Bir yobaz dangalak er, kışladan “İsmailağa cemaati”nin kıyafetiyle çarşı iznine çıkmaya kalkıyor.

Başında fes, sırtında cüppe ve şalvar!

Yani o “örümcek”, kışlada hâlâ tetikte…

Adamın özrü kabahatinden büyük…

“Kıyafet özgürlüğü” varmış… “Medrese eğitimi almış”mış!

*

Dördüncü rezalet tam bir ahlâk çöküntüsü!

Her türlü rezillikte kural tanımayan şöhret budalalarından biri…

Giydikleri, yedikleri, içtikleri, sözde aşkları ile gençliğin dilinde olanlardan biri…

Bütün hüneri televizyonda sunuculuk…

Öz yeğeniyle… Ağabeyinin kızıyla…

Bodrum’da, bir teknede edep dışı fotoğraflarıyla…

Medya maymunu!

Dinin, toplumun, ahlaki değerlerin yerle bir olduğu devirdeyiz gayri…

*

Ey memleketi fütursuzca sömüren şu dört “uç”taki yobazlar!

Bu dört ayrı rezalet nedir?

Kanunlar var, ahlâk kuralları var, töre diye bir şey var, vicdan denen bir şey var…

Türkiye Cumhuriyeti laik, sosyal ve üniter bir hukuk devleti...

Anayasa var, Tevhid-i Tedrisat Kanunu var, Kılık Kıyafet Kanunu var…

Tekke ve Zaviyelerin Kapatılmasına Dair Kanun var…

Bu medreseler, bu cemaatler, tarikatler, şeyhler neyin nesi?

Nedir bu devletteki karanlık yobazların, meczupların kadrolaşması?

Bu mübarek İslam, ne zaman meczupların, şeyhlerin şıhların hegemonyasındaki uydurma dinden kurtulacak beyler?

Zırt pırt laiklik, Atatürkçülük taslayan, halkını küçümseyen, Türklükten, dinden imandan habersiz zavallı sözde aydın müsveddeleri…

Gözünüze bir görünecek var…

Asil Türk milletinin milli ve manevi değerlerini, Cumhuriyet’in kıymetlerini yalama etmenize müsaade etmeyeceğiz…

Ülkücü Hareket olarak son ferdimize kadar peşinizdeyiz!

*

TEBRİK…

Bütün Türk dünyasının Kurban Bayramını kutlar, Tanrı’dan huzur, barış ve sağlık dilerim.(M.Ö)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren ve imla kuralları ile
yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa ÖNDER Arşivi
SON YAZILAR