Yıldıray ÇİÇEK

Yıldıray ÇİÇEK

KARAR'DAKİ FETÖ SEVİCİLERİN MHP OYUNLARI!

"KARAR" isimli gazeteyi tarif ederken kim olursa olsun herkes onu "Davutoğlu'na yakınlığıyla bilinen gazete" olarak tarif ediyor. Recep Tayyip Erdoğan'ın kontrolünde olan gazetelerden atılan, kovulan, uzaklaştırılanların omurgasını oluşturduğu "KARAR" gazetesi geçtiğimiz hafta Ahmet Davutoğlu'na MHP Lideri Devlet Bahçeli ve MHP'li yöneticilerin söylediği sözlerden rahatsızlığını ifade eden yazılar kaleme aldı. Elbette Ahmet Davutoğlu'na yakın bir gazete onu koruyacak, ona sahip çıkacak. Bundan doğal bir şey yoktur.

Ama okuyucularını aldatmak için numara çekmeyecek, zeytinyağı gibi üste çıkmayacak…

Tuğrul Türkeş, kabine dışı kalmasında MHP lideri Devlet Bahçeli'nin rolü olduğu yönündeki söylentilere ise şu yanıtı vermişti: "İyi etmiş, Allah razı olsun. Ben de 'Kim bana bu kıyağı yapmış?' diye merak ediyordum. Devlet Bey yaptıysa kendisine teşekkür ederim.

***

Tuğrul Türkeş'in bu açıklamasını da muhabirler MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye sormuşlar ve o da bunun karşılığında "Gidişinden haberimiz yokken, gelişimizden nasıl haberi olacak? Onu Ahmet Davutoğlu ölçüsüyle birilerinin izah etmesi lazım."  cevabını vermişti.

"Onu bakan yapan Davutoğlu idi, tekrar bakan yapılmamasını Davutoğlu ölçüsüyle izah edin" demek gayet ölçülü bir değerlendirme değil mi?

Var mı bir hakaret? Yok…

Var mı bir iftira? Yok…

Ama toplumda ve AKP içinde unutulmaya yüz tutmuş Ahmet Davutoğlu tribünlere oynayıp dikkat çekmek için uzun bir açıklama yaptı ve bir bölümünde "Bahçeli'den beklenen, nezaketten ve siyasi olgunluktan yoksun tavırlar yerine kendi sorunlarıyla yüzleşme cesaret ve erdemini göstermesidir" cümlesini kurdu.

Sadece bu cümlesi değil, baştan sona tüm cümlesi hadsiz, ölçüsüz olan Ahmet Davutoğlu'na MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Semih Yalçın hak ettiği cevabı vermişti. 

MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin " Tuğrul Türkeş tekrar niye bakan yapılmadı onu Ahmet Davutoğlu'na sorun" mealindeki cümlesine seviyesiz, ölçüsüz ve anlamsız cümlelerle cevap veren Ahmet Davutoğlu iken, Dolmabahçe'deki PKK'lılarla(HDP) yapılan toplantıların aksesuarı ve şuan AKP'nin sözcüsü olan Mahir Ünal, MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Semih Yalçın'a nezaket, seviye çağrısı yaparak algılama ve anlayış kalitesinin ne halde olduğunu göstermiştir.

AKP sözcüsü Mahir Ünal gibi, Ahmet Davutoğlu'nun gazetesi Karar'da algılama zayıflığı yaşayarak, Ahmet Davutoğlu seviyesizliğini, ölçüsüzlüğünü, hadsizliğini görmeden Mehmet Ocaktan kalemiyle şunları yazmıştır: Mesela son günlerde Devlet Bahçeli'nin eski başbakan Ahmet Davutoğlu'nu hedef gösteren açıklamasından sonra, Davutoğlu'nun Bahçeli'ye 'siyasi olgunluk've 'nezaket' hatırlatması yapması üzerine MHP sözcüsü bütün siyasi nezaket sınırlarını aşarak Davutoğlu'na karşı adeta bir saldırı başlatmıştır.

***

Oysa sadece "Davutoğlu'na sorun" şeklindeki kısa bir cümleye karşı 2 sayfalık hadsiz cevaplar veren Ahmet Davutoğlu isimli, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından bir gecede Başbakanlık ve AKP Genel Başkanlığı makamından alınmış kişidir.

Mehmet Ocaktan açıklamaları hangi beyni, hangi gözüyle, hangi kulağıyla takip ettiyse burada hadsizlik yapanın Ahmet Davutoğlu olduğunu görememiştir. Görse de gizlemeye çalışmaktadır.

Mehmet Ocaktan, geçmişten bugüne MHP düşmanlığında eline su dökülmeyecek bir kişidir. Aynı zamanda geçmişte AKP-Cemaat arasında kavga çıkacak diye kaygılanan ve "Hocaefendi" diye adeta coşan bir kişidir.

2012 yılında "Hocaefendi'nin cevabına fitne karıştıranlar" başlıklı yazılarda şu cümleleri kullanmış birisidir:

 

Bu açıklamalarından anlıyoruz ki, Hocaefendi'nin Türkiye'ye ilişkin hala belli endişeleri var ve ülkedeki güzel çalışmaların zarar görmesine asla gönlü razı değil.

Hocaefendi'nin, bu son derece açık ve içten cevabı üzerinden ucu "fitne"ye uzanacak siyaset okuması yapmak isteyenleri şimdiden uyaralım. Boşuna heveslenmeyin, buradan Türkiye'nin kardeşliğine ve istikrarına halel getirecek bir sonuç çıkaramazsınız.

Biliyorum, her kritik olaydan fitne çıkarmaya hevesli olanlar, Hocaefendi'nin Başbakan Erdoğan'a karşı taktik bir hamle yaptığını ve çağrısını boşa çıkardığını anlatmak için yine kan ter içinde kalacaklar.

***

"Bir de, Hocaefendi'nin yıllardır oluşturmaya çalıştığı gönül ikliminin kıyısına köşesine sığınarak, bu gönül iklimini zehirlemeye çalışanlar var ki, doğrusu işte onları anlamak mümkün değil."

***

"Açıkçası, bu bir cürettir, haddi aşmadır. Hocaefendi'yi de derinden yaralayacak bir yaklaşımdır."

*** 

Bu cümlelerin sahibi Mehmet Ocaktan'ın, MHP üzerinde yapılmak istenen FETÖ operasyonlarında Karar gazetesinde Meral Akşener'e destek veren yazılar yazması da ne kadar ilginç değil mi?

Asıl ilginç olanda Mehmet Ocaktan'ın sahibi Ahmet Davutoğlu'da 1 Kasım seçimleri sonrası MHP'de kongre olmasını "Kongre tartışmaları yapan partilere tavsiyem kongreden korkmasınlar. Sayın Bahçeli, parti içi muhalefeti meşgul ediyor. Talepleri belirtmek için nezaketsiz bir dil kullanmıştır. " cümleleriyle istemiştir. Ve utanmadan "Ben ne zaman MHP'nin içişlerine karıştım" yalanına sığınkıştır.

MHP üzerindeki operasyonda başarılı olamadılar, şimdi de yeni kurulacak parti üzerinden MHP'ye zarar vermeye çalışıyorlar. Mehmet Ocaktan, Ahmet Davutoğlu'nu savunma bahanesi üzerinden "Muhtemelen önümüzdeki aylarda MHP'yi derinden sarsacak yeni bir parti ortaya çıkacaktır." duyuruları yapmaktadır. MHP üzerindeki operasyonlarda da niçin Meral Akşener'e destek vermiş, buradan gereken anlamı çıkarın…

MHP'ye düşmanlıkları yanında, Recep Tayyip Erdoğan'dan da "görevden alma" intikamını almak için yeni parti arayışları içinde oldukları çok net anlaşılmaktadır. Akıllarınca bir taşla iki kuş vurma peşindedirler.

Mehmet Ocaktan'ın MHP hakkındaki özellikle 1 Kasım sonrası çabalarını dikkatle takip edin sonuç olarak bu çıkacaktır.

Asıl seviyesizliği, hadsizliği, ölçüsüzlüğü Ahmet Davutoğlu yapacak ama Mehmet Ocaktan bu durumu bile getirecek MHP'nin barajı aşamayacağına ve kurulacak yeni partinin MHP'ye zarar vereceğine bağlayacak… 

Çünkü temennisi ve tek hayali budur.

"Hocaefendi" aşkıyla büyümüş Ahmet Davutoğlu ve Mehmet Ocaktan yine "hocaefendilerinin" gözüne girmeye çalışıyor. MHP üzerindeki hesapları yine Türkiye üzerindeki hesaplarıyla örtüşüyor.

Her ihanet politikasında imzası, aklı ve yönlendirmesi olan Ahmet Davutoğlu'nu savunmaya kim kalkıyorsa bilin ki, bu ihanetlerin hepsine ortaktır. Bunların hepsinin de MHP düşmanı olması tesadüf değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren ve imla kuralları ile
yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Yıldıray ÇİÇEK Arşivi
SON YAZILAR