KÜRT’ÜN İRADESİ!

Anayasa ve kanunda “eşbaşkanlık” diye bir ifade yok…

            Ama bölücülerin hem partilerinde hem de belediyelerinde eşbaşkandan geçilmez.

            Kürtçülük yapar Kürtçe bilmez bu devşirmeler…

            Mecliste olanı da aynı ihanettedir, belediyede olanı da…

            Bu memleket, TBMM’nin resmi aracıyla terörist taşıyan bölücü vekil de gördü, belediye aracıyla mühimmat taşıyan başkan da…

            Bu topraklar, asker ve polis katletmek için resmi araçlarla bomba döşeyip asfalt dökeni de, hendek kazdıranı da, eşkiyaya erzak taşıyanı da gördü.

            Dün Diyarbakır’ın Kürtçe bilmeyen bölücü elebaşılarından Kışanak gözaltına alınınca koca Diyarbakır’da üç-beş çapulcu PKK’li gösteriye kalkmış ama polise takılmış…

            Bir PKK’li kadın cıyak cıyak bağırıyor: “İrademe dokunma!”

            “Kimin iradesi?” diye sorsanız verecek cevap bulamaz haspam!

            Bunlar Kürtlerin değil, DHKP-C, TİKKO, ASALA, PKK/PYD gibi terörist örgütlerin iradesini temsil eder…

            Ya AB-D uşağıdırlar, ya İngiliz… Aslında hepsi de Ermeni kaynaklıdır…

            Kürt diye bildiklerimizin çoğunun Ermeni olduğunu açıklamışlardı.

            Mesela bebek katilinin adının Argor Agopyan olduğunu, Sakıkların, Ayna’nın, Bakır’ın, Demirtaş’ın Ermeni olduğunu, Şaşmazların, Kesbir’in, Yezidi olduğunu, Alpar’ın Süryani olduğu anlatılmış, onlardan tık çıkmamıştı!

            Hepsi de 12 Eylül öncesi ve sonrasının komünist çetelerinden…

            Bu bölücü tayfası, eşbaşkanları gözaltına alınınca halkın ayaklanacağını sandılar…

            Meydana PKK’li 3-5 devşirme dışında kimse katılmadı.

            Sözde Kürt temsilcisi PKK/HDP’li belediye hıncını Kürt halkından çıkartmaya kalkıyor.

            Belediye otobüsleri kontak kapatıyor, çöpler toplanmıyor…

            Raydan çıkmış Cumhuriyet’in konuyla ilgili başlığına bakın:

            “90 model demokrasi”.

            İşbirlikçi Evresel’deki başlık da şu: “Seçilmişe gözaltı, seçmene toma”.

            Yalan haberin babası Sözcü’nün haber başlığı ise: “Diyarbakır karıştı!”

            Oysa Diyarbakır’da KürtlerPKK/HDP’ye karşı isyanlarda…

            Bıkmış HDP/PKK’den…

            HDP’nin “Sokağa çıkın” çağrısına uyan yok… Üç-beş çapulcuya da esnaf tepki koyuyor zaten.

            Bunlar asla Kürt halkının kalkınmasını, saadetini, okuma-yazmasını dert edinmediler.

Bütün meseleleri bebek katilinin hürriyeti, sözde kürdistanın kurulması, devletimizn parçalanmasıdır.

Hatırlayın…

HDP’li belediyelerde geçici işçilere 6 bin 300 lira maaş verilip paranın PKK’ye aktarıldığını bakan açıklamıştı.

Teröristlere HDP'li belediyelerin araçlarıyla silah, yemek hatta sigara bile gönderdiği ortaya çıkmıştı.

Bir PKK’li, HDP/PKK’nin Kürtlere hizmet etmediğini, Zerdüştlüğe çalıştığını, belediye araçlarıyla keşif yaptıklarını itiraf etmişti.

Cizre’yi karargâh tutan silahlı teröristlerin amacını Belediye Başkanı Leyla İmret şöyle itiraf mişti: “Cizre’de Türkiye’ye karşı iç savaş yürütüyoruz.”

PKK'lı teröristlerin 11 polisi şehit ettiği bombalı saldırıda kullandıkları kamyonun HDP'li Cizre Belediyesi'ne ait olduğu ortaya çıkmıştı.

HDP’li Dargeçit Belediyesine ait traktörün römorkundan PKK’ya götürülmek üzere yüklenmiş cephane çıkmıştı.

PKK/HDP’l i belediyeler ancak öldürülen teröristler için mezarlık yaptı, taziye evi açtı ama bir tek şehidin taziyesinde bulunmadılar.

Hatırlayın, Doğu ve Güneydoğu’da PKK’li belediyelere kayyum atanınca kayyumları tehdit etmişlerdi.

Kayyum atanan 24 HDP-DBP'li belediyenin PKK'ya para, insan ve ekipman sağladığı delillerle, şahitlerin ifadeleri ile ispatlanmış durumda.

Mesela Nusaybin'de belediyenin hendek kazma için kepçe gönderip örgüte yiyecek-içecek vermiş, bombalı saldırılarda belediyeye ait kamyonlar kullanılmış, belediyeye ait araçlardan polis ve askere ateş açılmış.

Ama ar damarı çatlamış PKK/HDP’li eşbaşkan Demirtaş, “HDP'li belediyelerin PKK'ya para desteği verdiği iddialarını ispatlayın istifa edelim” diye demogoji yapıyor.

Sonra…

“Belediye başkanlarımız gerçekten hırsızlık yapıp, suç işlemişse öncelikle biz kendi içimizde cezalandırırız….. Belediyelerimiz her dönem siyasette barış için çaba gösterdiler, belediyenin imkanlarını barış için seferber ettiler. Kimse belediyelerimizi 'silaha, şiddete ve teröre destek verdi' diye suçlayamaz.” diye de restleşiyor aklınca…

Ve Kürtleri sokağa çağırıyor!

“Nasıl 15 Temmuz akşamında 'Halk darbeye karşı, seçilmiş iradeye el koymak isteyenlere karşı sokağa çıktıysa, o ne kadar meşru ise şimdi de o kadar meşrudur”

Kürtlerle ilgili bir tek amaçları, projeleri yok…

Şimdi o haspam kalkmış, meydanda “İrademe dokunma” diye böğürüyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren ve imla kuralları ile
yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa ÖNDER Arşivi
SON YAZILAR