MEDYA, CÜPPELİ-FESLİ İRTİCAYI KALDIRMALIDIR!

Bu ülkenin en büyük belası irticadır…

            Bu belayı da bilerek veya bilmeyerek devlet ve medya palazlandırdı…

            Mesela gün boyu vur patlasın çal oynasın program yapan Flash TV, akşamları Cüppeli Ahmet Hoca denen adamın hezeyanlarını izlettirdi, izlettiriyor…

            Flash, aTV, Show TV, Star TV’de büyük paralarla ekran getirilen hocaların bol dini hikâyeli din sömürüsü hız kesmiş değil…

            Cumhuriyet Türkiyesi’nde sokaklarda sakallı, şalvarlı, cüppeli, kara çarşaflı, sarıklı, fesli tuhaf insanlar dolaşıyor.

            İslamı, sakal ve cüppe sanan bu kitle, ne hikmetse gâvur icadı son moda telefon, son model arabalardan vazgeçemiyor…

            Tuhaf kılıklarda tarih âlimleri türedi, istediğine iftira edip istediğini kahraman ilan etme yetkisini kendinde bulan zavallı kişilikler…

            Son darbe karmaşasının temellerini atan bu örümcekli kafa, tehdit olmaya hep devam edecektir.

            Ülkede Anayasa ve inkılâp kanunları varken, oy için “inanç ve vicdan özgürlüğü” saçmalıkları ile suç işleyen bu kitle görmezden gelinmektedir.

            Maalesef dev bütçeli Diyanet İşleri Başkanlığı, kuruluş amacına uygun çalışmamakta, 80 bin camide Cuma kıldırmaktan, 20 Nisan’da Kutlu Doğum günü yapmaktan başka icraatı bulunmamaktadır.

            İslam’da ve T.C.’de, “ruhban sınıfı” yok ve din dışıdır ama din görevlisi kadrolu müftü, imam, vaiz, müezzin kitlesi, sirkedeki kurt gibi hayat sürmekte, çoğu ticaretle iştigal etmekte, sırmalı cüppe ve sarıklarla gösteri yapmaktadır.

            Camilerindeki cemaatin onun bunun cemaatine bağlı olduğunu, cumadan cumaya dolan cami ve mescit yapımı için halktan muazzam paralar toplandığını bilmeyen var mı? Hatta imam ve müezzinlere devletten aldıkları maaş dışında cami bahçelerinde lojman tahsis edildiği de, şimdilerde DİB’te başlayıp diğer bakanlıklara atlama mekanizması olduğu da bir gerçek…

            Milli hiçbir program sunmayıp vur patlasın çal oynasın dizi ve evlenme programları ile gün geçiren televizyonlar, ilahiyatçılar eliyle din sömürüsü ikiyüzlülüğünü sergiliyor.

            Din sömürüsüyle TV’lerde reyting yarışı başlamış, büyük paralarla program yapan ilahiyat profesörleri meşhur olmuştur.

            Yine medyada birilerinin Müslümanlığı açık saçık, sazlı sözlü, kadınlı erkekli lüks yayınlara dönüştürmesine devlet, RTÜK vasıtasıyla ses çıkarmıyor.

            Şirk, münafıklık, bidat, Türk’ün Mevlid’ine “ilahileri” eklemeyi de unutmadı.

            Tarihte, birden fazla minareli camilerin minarelerini yıkmaya kalkan Kadızadeleri bile gördü bu ülke. Slogan hep “din elden gidiyor” oldu… 31 Mart vakasını da, “Yunan’dan kurtulduk, bakalım M. Kemal’den nasıl kurtulacağız?” diyen sarıklı TBMM üyelerini de gördü. 1930’da Kubilay’ın başını kesen de bu irticaydı.

            Zamanın siyasi ikbal çarkları içinde Seyyit Rızaları, Şeyh Saitleri, Derviş Mehmetleri, İskiliplileri, Said-i Kürdileri kahramanlaştırmaya kalkan medya, uzun zamandır halkı ilim, kültür, din ve sanatta aydınlatmamaktadır.

Türksat üzerinden nice dinci grup Tv yayını yapmaktadır.

Nurcu, Kırkıncı, İcmalci, Cerrahi, Uşşaki, Süleymancı, Işıkçı, Fethullahçı, Menzilci, Kadiri, Şabani, Halveti, Bayrami, Nakşibendi, Hizb-ut Tahrirci, Tillocu, Haznevici, İskenderpaşacı, Melamici, İsmailağacı, Erenköycü, Mevlevi, Bektaşi, Adnan Hocacı gibi cemaat ve tarikatların gazete, televizyon ve radyoları var…

            Hepsinin başında birer şeyh… Özel camileri, özel ayinleri, zikir törenleri var… Müzik, şiir, raks var…

            Özal, Erbakan ve sonraki siyasetçilerin destekçileri oldular, onlar da şeyhleri ziyaret edip cemaatlerle dirsek temasını hiç kesmediler.

“Tarikat”, “Allah’a ulaştıran yol” anlamındaydı ama “yol” hep bir “şeyh”e çıkyordu.      Halk Mesih, Mehdi ve Deccallerle meşgul edilmekte, koskoca adamlar FETÖ’nün “cinleri”nden bahsedebilmektedir.

            Daha meydanlarda bazı aklıevvellerin bir faniye, bir Cumhurbaşkanına haşa peygamber yakıştırmalarını, sünnetine uyulması şirkini ve bazı delilerin de AKP’ye oy vermeyen kafirdir dediğini unutmadık!

Siyasi beklentilerle Sünni-Alevi ayrışması bu devirde kaşınıyor.

19. yüzyılda tekke ve zaviyelerin çoğu hem emperyalizmin hem de din bezirgânlarının kontrolüne geçmişti. Bugün de çoğunun bilinçaltında Atatürk ve Cumhuriyet nefreti var.

            Dinci örgütlerin katliamlarının temelinde emperyalist emelleri olduğu açık… “Ilımlı İslam”, “radikal İslam” ve “İslamofobi” tanımlarını yaratan da onlar…

            Ülkedeki dini oluşumların çoğu “legal görünümlü illegal” oluşumlar. Siyasi partilerin, doğu ve güneydoğudaki aşiretlerle cemaat ve tarikatları da oy deposu olarak görmesi, bu yapılanmaları geliştirmekte; fakir ve eğitimsiz kitleleri bunların etkisinde bırakarak yabancıların verdiği desteklerle tehdidi büyütmektedir.

Tarikat ve cemaatte antidemokratik yapılanma ile ortaya çıkan şeyh ve dini lider, bir birliğin komutanlığını yürüten generali bir astsubayın “imamlığı”na razı etmektedir. Bu tür ilişkiler devleti ve kurumlarını hızla yıpratır. Şimdi FETÖ’nün CIA ile irtibatlı olduğu söylenmesi boşuna değildir.

Ortaya çıkan imam ve abileri gözünüzün önüne getirin, vahametini anlarsınız.

            Atatürk’ün 25 Kasım 1925’te tekke ve zaviyeleri neden kapattığını da anlarsınız.

Kanun bütün tarikatların yanı sıra şeyhlik, dervişlik, müritlik, dedelik, seyitlik, çelebilik, babalık, emirlik, halifelik, falcılık, büyücülük, üfürükçülük, gaipten haber vermek ve murada kavuşturmak amacıyla muskacılık gibi, eylem, unvan ve sıfatların kullanılmasını, bunlara ait hizmetlerin yapılmasını ve bu unvanlarla ilgili elbise giyilmesini de yasaklamıştı.

            Bunlar, kapalı, şeffaf olmayan oluşumlar. Devlete rahatlıkla sızabildikleri de 15 Temmuz vakıasıyla belgelidir!

            Cumhuriyet Savcıları uyanık olmak, RTÜK de cüppe ve feslerle yayın yapan TV kanallarını gözetim altına almak zorundadır. Din sömürüsü yapan, inkılâp kanunlarına uymayanlar, ısrarları halinde cezalandırmalıdır.

            Televizyonlar rant uğruna din ticareti yapamazlar!

            Din, birtakım zihniyetlerin cehennem paranoyaları değildir. Allah, dini insanın dünya iyiliği, huzuru, bereketi, barışı ve kardeşliği üzerine göndermiştir…

            Ordunun imanı ile uğraşılmamalı, beyinler Arap seviciliği ve bedevi kılığı ile yıkanmamalıdır…

            Son olarak çirkin ve Peygamber ordusu neferlerini milletine kurşun sıktıran iğrenç öğretiden ders aldıysanız eğer…

 

TÜRK DÜNYASININ BAŞI SAĞOLSUN…

PEŞPEŞE İKİ TARİH DEVİMİZİ KAYBETTİK… KAZIM MİRŞANLI VE HALİL İNALCIK BEYLERE TANRI CENNETi İHSAN EYLESİN! (M.Ö.)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren ve imla kuralları ile
yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa ÖNDER Arşivi
SON YAZILAR