MHP’DE GENEL BAŞKANLIK HERKESİN HARCI DEĞİL

Millet davasının siyasî teşkilatına “genel başkan” olunabilir ama “lider” olmak kolay değildir.

Siyasî hayatımızdan silinip giden onca partinin genel başkanları olmuş ama lideri olamamıştır.

Başbuğ’un vefatından sonra teşkilatlarımızın yaşadığı boşluğu, ümitsizliği hatırlayın, yerine gelenin toparlayıcılığını hatırlayın, o lider Bahçeli idi.

Çağın içinde bulunduğu şart ve imkânları düşünmeden Ülkücüleri kumpasa almaya çalışanlar, aslında o Bahçeli’yi yine kendisi ile yarıştırıyor!

Herkesin malum diğer “genel başkanlar” gibi medya şöhreti olmasını istediği bir genel başkan değil, liderdir o…

Uluslar arası sermaye holdinglerinin, imamı ABD’den ülkesine gelemeyen cemaatlerin, çıkar peşindeki medyanın güdümüne izin vermeyen, miting meydanlarında milletin mübarek dinini suistimal ettirmeyen liderdir.

Bu davanın kuruluşları MHP, Ülkü Ocakları, Vakıflar hep “lider”in şemsiyesi altındadır.

Meydanlarda “öl de ölelim!” nidaları atan Ülkücülerin, bir ay sonra “defol git!” diyecek aymazlar olmadığını çok iyi bilen liderdir. Çünkü Ülkücünün kimseye uşaklık yapmayacağını çok iyi bilir!

Söz konusu vatansa gerisinin teferruat olduğunu Ülkücü lider iyi bilir!

Daha “adaylığını” açıklayan birileri gibi hakkındaki haber ve eleştirileri mahkemelerde susturmaya kalkmanın zafiyet olduğunu ve geçmişinin sorgulanacağını bilir.

Bahçeli’nin evlenmemesini, çocuk sahibi olmamasını, MİT ajanlığını sorgulayanlar, kendilerinin de sorgulanacağını, arşivler ve hafızalardan birçok şeyin döküleceğini bilmelidir.

İşiniz, dostlarınız, aileniz hep göz önündedir; yüzünüzü kara çıkaracak karanlık işleriniz yoksa cesurca ve güvenle kamuoyunun sizi didiklemesine izin verirsiniz.

Devletle akçeli işleriniz olmayacak, sermayeye, STK’lere boyun eğmeyeceksiniz.

Lider, tecrübedir, bilgidir, herkesi kucaklayabilmektir, geçmişten geleceğe öngörülerde bulunabilmek, hedef koyabilmektir. Soralım; AKP’nin kopyaladığı “2023 Vizyonu” kimin eseridir?

Lider, yılların süzgecinde yetişir. 3-4 yıllık vekillikle, partide üye olmakla, sinsi amaçlı medyada şöhret yapılmakla “lider” olunmaz! Daha önceleri nerelerde olduğunuzu sorgularlar! “Sabır”, liderin vasfıdır.

Gündemin fırtınası içinde bir süre önce söylediklerinizden çark etme, beraber yola çıktıklarınızı zaman değirmeninde terk etme özelliğiniz olamaz! “İstikrar”, liderin takvimidir!

Lider, açık sözlü dobradır, hakkını savunur, yardımseverdir, hatalarının farkındadır, görüş farklılıklarına hoşgörülüdür, risk alır, dinler, şeffaftır, takımıyla paylaşır, sorumluluk alır, tutkuludur, şaşırtıcıdır, vefalıdır…

Ne diyordu Başbuğ: “Bir fikre, bir ideolojiye, kendisinden daha üstün bir fikirle karşı çıkılır. Karşı fikir kaba kuvvetle ezilemez!” Eee, bu davaya genel başkan olmaya kalkan ağalar, bırakın karşı davayı, Ülkücü haber sitelerine, yazarlara uyguladığınız baskılar, saldırılar, kapattırmalar?

Ne diyordu Başbuğ: “Emirlere mutlak itaat lâzımdır. Laubali, gevşek, disiplinsiz, metotsuz kimselerle davamız yürümez. Her şeyde örnek olmak lâzımdır.” Söyleyin ağalar, vekilken ağzını açmayıp veto yiyince ve seçilemeyince lideri “despotluk”la suçlamak neyin eseridir?

12 Eylül karanlığında sırra kadem basanlar, başka denizlerde yüzenler, o karanlık ortamın “Mafya” diye nitelediği Ülkü Ocaklarını temizlemeye ant içmiş, şimdi birilerinin aptalca gündeme taşıdığı “beyaz çorap” görüntüsünü yok edinceye kadar çile çeken Bahçeli’ye saldırıyor.

Bütün gayretiyle MHP’yi yüzde 18’lere taşıyan lider, her seçimde medyanın bombardımanına uğrayan milliyetçi tabanın ayakta kalmasını mutlaka sağladı.

Lider, parti içi demokrasinin teminatıdır, bütün olumsuzluklara rağmen rakibi olan herkesi aday edip görev vermiştir. Bildiği gerçeklerden dolayı liderin nezaketle “Bu partiden ayrıl” nasihatini korkunç bir intikama döndüren S.O. gibiler de çıkmıştır.

Sormak lazım, lider bugüne kadar hangi adayı direkt muhatap alarak hakarete yöneldi?

Dava her şeyin üstündedir, parti içi yarışta ahlak kaidelerine, Ülkücü kıstaslara uyarak lider hızlı ve doğru karar verebilendir. Ülkenin bunalım döneminde bile diğer partilerden adam transferine razı olmamıştır. Aniden teşkilatı görevden alma, hızla hükümetten istifa etme ve gece koalisyona hayır deme kararları camiayı şaşırtmamalıdır.

MHP’de bilgi çağına uygun AR-GE’yi, siyaset okulunu kuran odur. Çok okumakta ve araştırma yapmaktadır. Ülkü Ocaklarına bilim ve teknoloji çağrısı onundur.

Takım ruhuna inanır, arkadaşlarına ayrı ayrı yetki ve görevler verir, medyada zırt pırt arkadaşlarının önüne geçmez.

Bir gerçek daha: Geçmişte yaşanan kaset skandalları, ekip seçememesinden değil, seçtiklerinin o güvene ihanetindendir. Şimdi de “cemaat” iddialarına dürüstçe cevap veremeyip oraya buraya mesaj yollama gayretindekileri görmüyor muyuz? Ondan MHP’de hangi görevler esirgendi?

Milletinin önünde hep ceketinin düğmelerini ilikleyen, bir defa olsun yaka bağır açık görülmeyen, daima “ben” değil “biz” diyen liderin odasına gelen her misafiri ayakta karşılayacak kadar saygılı olduğunu bilmeyen var mı? Ama hareketin menfaati gereği hiç tereddütsüz defterden sildiğini de rahmetli Ali Güngör olayında gördüğümüzü hatırlayın…

O partinin her kademesinde görev almış, partinin ruhunu, teşkilatların işleyişini çok iyi kavramış biridir. Birilerinin koltuk hevesiyle 3 günde liderliğe soyunup binbir dalavereye kalkışmamıştır!

Daha aday bile olamamış insanların lidere üst katta “onursal başkanlık” makamı sunmaları nasıl bir nezaketsizliktir? MHP gibi Türk milliyetçisi partide, Fransızca “onur-sal” kelimesini kullanan şuursuzluk mu Genel Başkanlık düşlüyor?

Daha aday bile olamamış kişilerin, yüzde 12’lik kemik kitlenin 40 Bozkurt’uyla “dolaylı mesajlaşma” fitnesi ve cemaatten edinilmiş hilelerle mi Genel Başkanlık rüyasına yatıyor?

Burası MHP… Ne AKP’ye, ne CHP’ye, ne DYP’ye, ne ANAP’a benzer…

Bırakın liderliğini, genel başkanlığını bile her sıklet çekemez ağalar!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren ve imla kuralları ile
yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
Deniz ÖZKÖK Arşivi
SON YAZILAR