Sessiz Dağların Ardında Kurulan Yeni Dünya Senaryoları
Her yıl Temmuz ayında Idaho’nun ıssız ve sessiz dağlarında yer alan Sun Valley kasabası, dünya medyasının ve teknoloji devlerinin perde arkasındaki gerçek sahiplerini ağırlıyor. Davetsiz girilemeyen bu elit toplantıya, bu yıl da 160 özel jetle küresel baronlar adeta bir gölge hükümet toplantısı için aktı. Gündem yine aynı: Para, güç, medya, teknoloji ve küresel yönetişim.Dünyayı koyungibi yönetme toplantısı.
Sun Valley, sadece bir kasaba değil, aynı zamanda bir simge. Levhasındaki pagan güneş sembolü boşuna değil. Pagan kültürde güneş, “hayatın kaynağı”, “ilahi güç” ve “tanrısallığın sembolü” olarak görülür. Tıpkı bu toplantıya katılanların kendilerini gördüğü gibi: Dünyanın yeni düzenini kurma yetkisine sahip tanrılar...
Her biri medya imparatorluklarını, teknoloji tekellerini, sosyal ağ algoritmalarını ve milyar dolarlık yatırım fonlarını elinde tutan bu seçkin azınlık, bir araya geldiklerinde dünya nüfusunun kalan %99’unun kaderine yön veriyor. Kimin sesi duyulacak, hangi içerik yayılacak, hangi siyasi figür desteklenecek ya da hangi dijital platform büyütülecek? Bunlar artık parlamentolarda değil, bu dağ kasabasındaki masa başlarında konuşuluyor.Yeni dünya düzeni malesef böyle işliyor.
Sun Valley’de olan Sun Valley’de kalmıyor. Orada yapılan stratejik kararlar, birkaç ay sonra hayatımıza “doğal gelişmeler” gibi sirayet ediyor. Yeni bir uygulama, beklenmedik bir savaş, algoritma değişimiyle susturulan bağımsız sesler ya da bir ülkede sahneye sürülen “kahraman” liderler…
Hepsi hikaye ...
Düşünmek gerekiyor: Demokrasi, halkın kendi kaderini tayin hakkıysa, bu kader neden birkaç seçkin milyarderin özel jetleriyle uçtuğu dağ zirvelerinde çiziliyor? Birleşmiş Milletler’in bile çözüm üretemediği krizler, nasıl oluyor da bu özel toplantılarda masaya yatırılıp hızlıca yön değiştiriyor?
Sun Valley’in sessizliğinde yankılanan bu fısıltılar, aslında modern dünyanın en yüksek sesli gerçekliği olabilir: Artık halk değil, holdingler yönetiyor. Liderler değil, yatırım fonları karar veriyor. Ve ne yazık ki artık özgürlük, sadece algoritmaların izin verdiği kadar var.
Küresel baronların “yeni dünya planı” her yıl daha belirginleşiyor. Peki, biz bu senaryonun neresindeyiz? İzleyici koltuğunda mı, yoksa figüranlıkla yetinen bir kalabalık mıyız?
Unutmayalım: Güneş herkesi ısıtır ama bazıları sadece kendini aydınlatır.
SELAM VE DUA İLE.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.