Suriye Türkmenlerinin, Suriye’nin Türk Dünyasına Açılmasında Kritik Rolü.

Tarih boyunca Ortadoğu'nun siyasi ve kültürel çehresini şekillendiren unsurlar arasında Türk varlığı daima belirleyici bir rol oynamıştır. Bu bağlamda, Suriye Türkmenleri sadece etnik bir topluluk olmanın ötesinde, hem tarihsel hem de stratejik açıdan Türk Dünyası için büyük önem taşıyan bir halktır. Günümüzde yaşanan gelişmeler, Suriye Türkmenlerinin Türk Dünyasıyla Suriye arasında bir köprü işlevi görebileceğini açıkça ortaya koymaktadır.

Suriye Türkmenleri, yüzyıllardır Halep, Bayır-Bucak, Hama, Humus ve Golan gibi bölgelerde yaşamlarını sürdüren köklü bir topluluktur. Anadolu ile Arap coğrafyası arasında doğal bir geçiş hattı oluşturan bu bölgeler, Türkmenler aracılığıyla kültürel ve siyasi etkileşimin merkezi hâline gelebilir. Özellikle Türkiye'nin son yıllarda Suriye ile artan temaslarında Türkmen varlığının istikrar sağlayıcı bir unsur olarak öne çıkması, bu topluluğun Türk dış politikası açısından da ne kadar stratejik olduğunu göstermektedir.

Türkmenler, hem Türkiye ile Arap dünyası hem de Türk Dünyası ile Ortadoğu arasında bağ kurabilecek potansiyele sahiptir. Suriye'nin yeniden inşasında Türkmenlerin sürece aktif katılımı, Türk dünyasının bölgedeki etkisini pekiştirebilir. Aynı zamanda bu topluluk, dil, kültür ve tarih ortaklığı sayesinde Orta Asya Türk cumhuriyetleriyle kurulacak diplomatik ve ekonomik ilişkilerin halklar düzeyinde de karşılık bulmasına zemin hazırlayabilir.

Öte yandan, Türkmenlerin güçlü bir diasporik ağ kurması ve Türk Dünyası ile bağlarını güçlendirmesi, hem kültürel süreklilik açısından hem de jeopolitik dengeler bakımından kritik bir öneme sahiptir. Bu nedenle, Suriye Türkmenlerinin eğitimi, sosyal yapısı ve siyasi temsil gücünün artırılması, sadece Türkiye’nin değil tüm Türk devletlerinin ortak çıkarına olacaktır.

Unutulmamalıdır ki, bir halkın kimliği kadar, bu kimliğin taşıdığı jeostratejik değer de önemlidir. Suriye Türkmenleri, sadece geçmişin bir mirası değil, geleceğin bir anahtarı olabilir. Onların sesi ne kadar gür çıkarsa, Türk Dünyası'nın da Ortadoğu'daki varlığı o kadar güçlü olacaktır.

Türk Devletleri Teşkilatı'nın güç kazandığı, Avrasya’da Türk birliğinin yeniden düşünülmeye başlandığı bir dönemde, Suriye Türkmenleri bu coğrafi bütünleşmeye derinlik katabilir. Kazakistan’dan Kırgızistan’a, Azerbaycan’dan Özbekistan’a kadar genişleyen Türk kuşağının Akdeniz’e çıkışı; sadece Karadeniz üzerinden değil, Levant üzerinden de düşünülebilir. Türkmenlerin yaşadığı bölgeler, bu alternatif güzergâhın halk tabanlı taşıyıcısı olabilir.

Ayrıca, Suriye Türkmenleriyle Türk Dünyası arasında kurulacak kültürel ve eğitim temelli ilişkiler, ideolojik değil, halklar arası bir bağ tesis eder. Türkmen gençlerinin Türk üniversitelerinde eğitilmesi, yerel STK'larla desteklenmesi ve dijital medya aracılığıyla kimliklerini yeniden üretmeleri; sadece aidiyetlerini güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda Türk Dünyası’nın Ortadoğu'daki “yumuşak gücü”nü inşa eder. Suriye Türkmenleri artık sadece geçmişin hatırası değil, geleceğin stratejisidir. Onlar, Türk Dünyası’nın Akdeniz’e bakan yüzü, Arap coğrafyasında Türk kimliğinin canlı izleri ve çok kutuplu dünya düzeninde Avrasya’nın güney cephesindeki doğal müttefikidir. Bu potansiyeli görmek, sadece tarih bilinci değil, aynı zamanda jeopolitik feraset gerektirir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Vesim TOKATLI Arşivi
SON YAZILAR