Haziran 2025 itibarıyla gram altın, tarihi zirveleri bir bir aşıyor. Ekonomist Hatice Kolçak’ın yaptığı değerlendirmelere göre bu yükseliş, daha sadece başlangıç. Zira dünya, ekonomik ve jeopolitik anlamda derin bir türbülansa girmiş durumda. Bu kaotik tabloda ise güvenli liman yine ve yeniden: Altın.

Bugünün kâğıt parası yarının çöpü olabilir. Ama altın, binlerce yıldır olduğu gibi yarın da değerini koruyacak. İsrail-İran gerginliği her geçen gün tırmanıyor. Bir tarafta Rusya-Ukrayna savaşı sürerken, diğer tarafta Çin ve Amerika arasındaki ticaret savaşı sessizce büyüyor. Avrupa ekonomik olarak resesyona doğru yol alıyor. İngiltere, Brexit sonrası hâlâ dengesini bulabilmiş değil. Bu küresel gerginlik, yatırımcıyı “değerini koruyan gerçek varlıklara” yöneltiyor.

Kolçak’ın ifadesiyle; “Altın stop yapmaz!” Çünkü altın, merkez bankalarının bile kriz zamanlarında yöneldiği, karşılıksız para basımının önüne geçen enstrümandır. Üstelik altın yalnızca ekonomik değil, stratejik bir güvence olarak da yerini koruyor. Bugün dünyada paranın geçmediği yerlere tanıklık ediyoruz. Ancak altın her yerde geçer. Bu yüzden fiziki altına yönelmek, sadece kâr arayışı değil; aynı zamanda geleceği güven altına alma hamlesidir.

Küresel sistem, bir reset arayışında. Dijital para sistemleri, merkez bankası dijital paraları (CBDC), dünya ekonomisinin yeni yapı taşları olacak. Ancak unutulmamalıdır ki; her dijitalleşme, beraberinde merkezi kontrol riskini getirir. İşte tam burada altın, bireyin özgürlüğünü ve ekonomik bağımsızlığını temsil eder.

Yatırımcılara naçizane tavsiyem: Elinizdeki dövizi altına çevirmeyi düşünün. Özellikle fiziki gram altın, çeyrek ve cumhuriyet altını gibi likit enstrümanlar, enflasyona ve sistem krizlerine karşı en güçlü kalkandır.

Unutmayın; altın yalnızca bir yatırım değil, bir duruştur, bir gelecek vizyonudur.

???? Altın varsa umut vardır. Altın varsa istikrar vardır.
???? Ve en önemlisi: Altın, güvenin adıdır.