Yeni Suriye Denkleminde Suriye Türkmenlerinin rolü.

2011 Devrimi sonrası veya özgürlük savaşı olarak adlandırabileceğim sürecin aslında sadece muhalefet-rejim çatışması olmaktan çıkmış; çok aktörlü, çok katmanlı ve jeopolitik dengeleri doğrudan etkileyen bir uluslararası insani kriz halini almıştır. Bu karmaşık denklemde çoğu zaman görmezden gelinen ya da yeterince temsil edilmeyen etnik gruplardan biri de Suriye Türkmenleridir.

Türkmenler, devrik Esad rejimi döneminde en ağır politikaların baskısı altında kalmış; savaşla birlikte hem devrik rejim güçleri hem de YPG/PKK gibi terör grupları tarafından demografik ve siyasi olarak hedef alınmıştır. Ancak Türkmen varlığı, sadece tarihsel ya da sosyolojik bir unsur değil; aynı zamanda Türkiye’nin sınır güvenliği, enerji koridorları ve Suriye’nin toprak bütünlüğü açısından kritik önemdedir.

Suriye Türkmenleri, Halep, Hama, Humus, Lazkiye(Bayır Bucak), İdlib, Şam ve Golan tepeleri gibi bölgelerde yoğun olarak yaşamaktadır. Bu bölgeler hem Akdeniz’e açılan hatlar hem de Türkiye ile olan sınır bağlantıları açısından değerli bir jeopolitik öneme sahiptir. Türkmenlerin yaşadığı bölgeler çoğu zaman Türkiye’nin dış politikasında “güvenlik kuşağı” olarak değerlendirilmektedir.

Bu bağlamda, Suriye Türkmenleri yalnızca etnik bir unsur değil; Türkiye-Suriye ilişkilerinde bir denge unsuru ve Ankara’nın Suriye politikasında doğal bir müttefiktir. Ancak, sahadaki fiili güç dağılımı, Türkmenlerin siyasi ve askeri olarak daha marjinalleştirilmesine yol açmaktadır.

Suriye halkının devrim zaferi sonrası yeniden yapılandırılması yönündeki uluslararası girişimlerde, Türkmenlerin temsili oldukça zayıftır. Bu durum, hem sahadaki gerçekliğe hem de kapsayıcı adımlara olmusuz bir iz bırakmaktadır. Türkmenlerin yeni Suriye denkleminde etkili bir aktör olabilmesi önemli olduğu kadar etkilidir.

Kurumsal temsilin; Suriye Türkmen Meclisi gibi oluşumların uluslararası platformlarda daha görünür ve işlevsel hale getirilmesi önemliliğin yanı sıra ılımlı muhalefetle iş birliği içinde Türkmen kimliğinin korunması ve siyasi kazanımlar elde edilmesi, Türkiye’nin, Türkmen meselesini sadece insani değil, stratejik bir mesele olarak görmesi gerekliliğin ayrıca bu minvalde diplomatik adımların atılması gerekmektedir.

Böylece, Suriye Türkmenleri yeni dönemde Suriye’nin sadece etnik değil, siyasal ve jeopoloitik haritasında da kilit bir yer tutmaktadır. Bu nedenle Türkmenlerin geleceği yalnızca bir hak meselesi değil; aynı zamanda bölgesel güç dengeleri, sınır güvenliği ve etnik barışın yeniden inşası açısında stratejik bir zorunluluktur.

Suriye Türkmenlerinin kültürel köprü ve çok dilli yapıya sahip olduğu, Suriye'nin Türkiye ve Türk Dünyası arasında kültürel ve dilsel bir köprü kurabileceği gibi, Suriye'nin dış ilişkilerini çeşitlendirmesi açısından stratejik bir avantaj sağlayabilir.

Diplomatik etkinin, Suriye Türkmenlerinin tarihi ve kültürel bağlarla desteklemekte. Bu bağlamda, Türkmenlerin sürece dahil edilmesi, Türk Dünyası ile Suriye Cumhuriyeti daha sağlam bir diplomatik ve ekonomik ilişkiler ağı kurulmasına yardımcı olabilir. Ekonomiye katkısının önemliliği, Suriye Türkmenlerinin sınır bölgelerin ticaretle uğraşması, tarım ve küçük sanayi gibi alanlarda etkin olan bir topluluk olduğu, ekonominin yeniden yapılanma sürecinde bu girişimci potansiyel değerlendirmede, yerel kalkınmaya önemli katkı sağlayabilir. Suriye Türkmenlerinin diasporası ise, özellikle Türkiye'de ve Avrupa'da etkili olduğu gibi, bu diaspora toplulukları, Suriye'nin uluslararası kamuoyu nezdindeki imajının şekillenmesine katkı sağlamaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Vesim TOKATLI Arşivi
SON YAZILAR