19 Mayıs ve Türk’ün kudreti

Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olan 19 Mayıs 1919’un üzerinden tam bir asır geçti. Samsun’da yakılan istiklal meşalesi, Amasya, Sivas ve Erzurum’dan geçerek tüm vatan sathına aydınlatmış, zor, meşakkatli ve uzun bir mücadeleden sonra bugün sahibi olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti Devleti, dünyanın medeni devletleri arasındaki yerini almıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Türk milletinin yeniden silkinişi ve ayağa kalkışı için Samsun’dan yakılan kutlu meşale ebediyen sönmeyecek, dünya durdukça yolumuzu ve ufkumuzu aydınlatacaktır.

19 MAYIS RUHU

Milli bayramlarımız, heyecanımızın, coşkumuzun, ümitlerimin tazelendiği, tarihle, şanlı geçmişimizle bir defa daha onur duyduğumuz müstesna günlerdir. Samsun’da ve güzel yurdumuzun her tarafında çok anlamlı, çok heyecanlı toplantılar ve etkinlikler yapıldı. Tarihimizle, vatanımızla, atalarımızla, kahramanlarımızla, şehitlerimizle ve büyük Türk milletiyle bir defa daha gurur ve onur duyduk. Bin yıldır bu coğrafyada devletimiz var. Bu mübarek topraklarda Türk milleti kimliği, Türk Devleti bayrağı ile yaşamanın her zaman ağır bedeli olmuştur. Bu bedeli dün ödedik, bugün de ödüyoruz. İlelebet bu toprakların sahibi olmak, bağımsız ve hür yaşamamak için, her zaman bu bedeli ödemeye hazır olmamız gerektiğini de biliyoruz. Etrafımız yine amansız şekilde kuşatılmış, varlığımıza yine göz dikilmiş durumdadır. Şeytani planlar yapılıyor, içimizdeki hainler organize edilip üzerimize salınıyor. Her zaman uyanık, her zaman dikkatli, her zaman cesur ve atak olmak zorundayız. 19 Mayıs ruhu hiçbir zaman eksilmemeli, tarihimizden ders alıp ileriye umut ve güvenle bakmalıyız.

BU YOLDAN DÖNMEK YOK

Geldiğimiz noktada, yeni bir istiklal harbi vermek zorunda olduğumuzu bütün yetki ve sorumluluk sahibi olanlar söylüyor. ABD ile müttefiklik ve stratejik ortaklık kurmuştuk, ama bütün bunlar kağıt üzerinde kalmaktadır. Milli olmak, kendi bağımsızlığımızın gereğini yapıp, lider ülke hedefine yürümek ABD’yi çok rahatsız ediyor. Tehdit ve şantajlar haddi ve sabrı çok aşmış durumdadır. Elinden geleni yapıp ekonomimizi çökerterek önümüzü, ekmeğimizle oynayarak takatimizi kesmeye uğraşıyor. Ne yazık ki, Avrupa Birliği ülkelerinin durumu da ABD’den çok farklı değildir. FETÖ ve PKK gibi varlığımıza saldıran terör örgütleri, ABD ve Avrupa ülkelerinin koruması altındadır. Bu kadarla da kalmıyor, bu bölücü hainlere imkan veriyor, silahlandırıyor ve azdırıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, bu yoldan dönülmeyecektir. Milli menfaatlerimiz her şeyin önündedir. Bağımsızlığımız ve geleceğimiz her ne şart altında olursa olsun tavizsiz şekilde korunacak ve yaşatılacaktır. Türk milletinin bağımsız, bağlantısız, onurlu ve kendi kaderine bizzat kendisinin istikamet vermesi için her Türk evladı üzerine düşeni hiç düşünmeden yerine getirecektir.

KURAN VE KORUYAN İRADE

Varlığımız, bağımsızlığımız ve güvenliğimiz hiç kimsenin insaf ve inisiyatifine bırakılamaz. Gerekirse neler yapabileceğimizi, çok yakın tarihte bir defa daha gösterdik. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları bütün hainlere ve Türkiye üzerinde hesabı olanlara büyük bir gözdağı olmuştur. Türkiye, ordusuyla, avantajlarıyla, imkanlarıyla kendi güvenliğini kendi sağlayacak güce ve kudrete çok şükür sahiptir. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kurucu iradesi ne kadar sağlam ve kalıcı ise, devletimizin varlığının teminatı ve Cumhuriyetin koruyucu iradesi olan milliyetçi Türk gençliği de aynı ölçüde sağlam ve kararlıdır. İçimizdeki işbirlikçiler, zillete ortak olanlar, bölücülerle ittifak kuranlar boş bir heves içindedirler.

MAZLUMLARIN ÜMİDİYİZ

Türkiye her zaman güçlü ve iddialı olmak zorundadır. Bizim gücümüz ve etkimiz sadece kendi varlığımızı değil, bize inanıp güvenenleri de doğrudan ilgilendiriyor. Türkiye mazlum milletlerin ve dışarıdaki Türk Devlet ve topluluklarının da ümididir. Bayır-Bucak Türkmenleri’nden başlayan, Kafkaslara, Balkanlara ve Doğu Türkistan’a kadar uzayan geniş coğrafyadaki bütün Türk toplulukları, Türkiye’yi bekliyor. Onların varlığı ve geleceği Türkiye’nin gücü ve kudreti ile doğru orantılıdır. Kırım’da işgal altında inleyenler, Azerbaycan toprağı olan Dağlık Karabağ’da zulme uğrayanların da kulağı ve gözü Türkiye’dedir.

MİLLİ BAYRAMLARIN ÖNEMİ

Kendimize güvenmek, milletimize inanmak ve güçlü olmak zorundayız. Birbirimize sarılmak ve milli ruhu canlı tutmak bir mecburiyettir. Milli bayramlar bunun için büyük önem taşımaktadır. Milli bayramlar her Türk için bir neşe ve sevinç kaynağı, bir onur ve gurur günü olduğu gibi, tarihin omuzlarımıza yüklediği sorumluluğu hatırlamak için de bir vesiledir. Şehitlerimizi, bu coğrafyayı bize vatan yapan kahramanları yad etmek için bir sebeptir. Türkiye’de milli bayramlar millete mal olmuştur ve hak ettiği değeri ve anlamı bulmuştur. Bizi biz yapan, bütün değerlere sahip çıkmak, aynı zamanda ülkeye, millete, devlete sahip çıkmaktır.

Bu vesile ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere, bütün şehitlerimizi, ebediyete intikal etmiş gazilerimizi ve kahramanlarımızı şükranla ve rahmetle, hayatta olanları saygı ve hürmetle anıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren ve imla kuralları ile
yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
Orhan KARATAŞ Arşivi
SON YAZILAR