Korona rantçıları

       Gelebilir, gelecek, geliyor derken, işte geldi. Etrafmız bu kadar sarılmışken, kurtuluşumuz yoktu. Geleceği varsa, göreceği de var. Zaten her türlü tedbiri aldık. Her ihtimale karşı hazırlıklarımız tamam. Bir kişide görülmüş olması bunun salgın olduğu anlamına gelmediği gibi, salgın olsa bile Türk milleti olarak ne yapmamız, nasıl davranmamız gerektiğini artık biliyoruz.

NE YAPMAMIZ GEREKTİĞİNİ BİLİYORUZ

          Sağlık Bakanlığının olağanüstü bir performans ortaya koyduğunu, dünya çapında bir başarı sağladığını ve koronavirüs konusunu şimdiye kadar çok iyi, çok doğru ve çok etkili biçimde yönettiğini herkes kabul ediyor. Uzmanlar günlerdir televizyon ekranlarından, yazılı basından, sosyal medyadan uyarılar yapıyor, beslenmeden çevre şartlarına, el temizliğinden hijyene kadar ayrıntılı bilgiler veriyorlar. Sıklıkla ellerimizi sabunla yıkamamız gerektiğini artık hepimiz çok iyi biliyoruz. Yakın temastan kaçınmak, kalabalık yerlerden mümkün olduğu kadar uzak durmak, bir süre tokalaşmaya ara vermek, şüpheli bir durumda en yakın sağlık kurumuna müracaat etmek, aklımızda olan diğer günlük tedbirler olarak sıralanıyor.

TELAŞA GEREK YOK

         Asıl meselenin, oluşabilecek paniği önlemek, her konuda olduğu gibi buradan da bir istismar, hatta siyasi sonuç çıkarmaya çabalayan ahlaksızların önünü kesmek ve özellikle de milletin sırtından vurgun hesapları yapanları bulup hesap sormak olduğu anlaşılıyor. Akıl ve izan sahibi herkes şu anda telaşlanmak için hiçbir sebep olmadığını görüyor, biliyor ve ona göre davranıyor. Ancak, toplum psikolojisi diye bir şey var. Bir veya birkaç işgüzarın ister iyi niyetle olsun, ister bir kasta dayalı bulunsun söz ve davranışı, anında genel kabul görüyor. Bu tür davranışlara şahit olmaya başladık. Özellikle sosyal medya kaynaklı paylaşımlar çok kafa karıştırıyor. Diğer taraftan eczanelerde başta maske olmak üzere, tıbbi destek malzemelerinin kapışılmasının makul ve mantıklı bir izahı mümkün değildir. İnsanların bulabildikleri her şeyi yağmalar gibi poşetlere doldurup eve taşımasını ne anlamak, ne de kabul etmek mümkündür. Göreceksiniz istiflenen o malzemenin çok ama çok büyük bir bölümü elde kalacak ve sonunda çöpe gidecektir. Diğer taraftan da gerçekten ihtiyacı olanlar bu malzemeleri ya bulamayacaklar veya vurguncuların, düzenbazların, karaborsacıların tuzağına düşüp yüksek fiyatlar ödemek zorunda kalacaklar. Nitekim, basit ve ucuz bir maskenin değerinin on katına satıldığı ile ilgili haberler yapılıyor.

KAPASİTEMİZ YETERLİ

         Diğer taraftan marketlerde özellikle kuru gıdalara bir hücum olduğu anlaşılıyor. Bu ülkede kıtlık mı var? Fabrikalar mı durdu? Sokağa çıkma yasağı mı ilan edildi? Nedir bu telaşın sebebi? Evdeki stoklarla koronavirüsü mü korkutacaksınız? İhtiyaçtan fazlasını alıp eve dolduranlar hem yanlış hem haksızlık yapıyorlar. Bu yaşananlar, vatandaş olarak kimseye bir fayda sağlamaz, ama haksız kazanç sağlamak isteyen fırsatçılara, arayıp da bulamayacakları imkânlar sunar. Türkiye her türlü imkânı olan bir ülkedir. Bırakın Türkiye’yi, talep olması durumunda dünyanın başka yerlerine de tıbbi yardım malzemesi gönderecek altyapımız var. Fabrikalarımız çalışıyor ve gerektiğinde kapasite arttırımı ile üretimi birkaç defa katlayabileceklerini söylüyorlar. Verilen bilgiye göre, 1 milyar 300 milyon maske üretecek kapasitemiz mevcut. Dolayısı ile ne bu malzemelerin bulunmaması için bir sebep var ne de fiyat artışlarının makul bir izahı mümkündür. Aynı şey marketler için de geçerlidir. Bir sıkıntı söz konusu değildir ve hiçbir zaman da olmayacak.

VURGUNCULARA DİKKAT

          Biz, birkaç gün içinde normalleşmenin sağlanacağı kanaatindeyiz. Koronavirüsle mücadele kesintisiz devam ederken, yeni şartlar içinde hayatın akışı da sağlanacaktır. Ancak bu arada anormalliklere de seyirci kalınmaması gerekiyor. Hükümetin denetimlerini sıklaştırması, vurgun peşinde olanlara fırsat vermemesi ve cezalandırması şarttır. Bu konuda da gereken tedbirlerin alındığını memnuniyetle görüyoruz. Yeni gelişmelere, şikâyetlere ve ihtiyaca bağlı olarak bu tedbirlerin daha da geliştirilmesi gündemdedir. Hükümet üyelerinin sık sık Türk milletini bilgilendirmesi son derece yerindedir. Yetkililerin dışında yapılan hiçbir açıklamaya itibar etmemek, özellikle milletin zihnini bulandırarak bir panik havası oluşturmak isteyenlere karşı çok dikkatli olunmalıdır.

SİYASİ RANT PEŞİNDE OLANLAR

         Bir de bu hayati mesele üzerinden siyasi rant devşirmeye çalışan bedbahtlar var. Her olumsuzluk, hatta her felakette olduğu gibi, koronavirüsün de hükümeti yıpratacağını ve siyasi sonuçlar doğuracağını söyleyecek kadar ileri gidenlere rastlıyoruz. Bu zavallıların ümitlerini bir salgına bağlamış olmaları sözün bittiği yerdir ve siyaset üretmekte, bu millete ümit olmakta ne kadar yetersiz olduklarının başka bir ispatıdır. Bu çok hazin bir durumdur ve Türk milleti bütün bunları ibretle ve hayretle izlemektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren ve imla kuralları ile
yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
Orhan KARATAŞ Arşivi
SON YAZILAR