Suriye Türkmen’lerinin, geçmişten bu yana yaşamış olduğu zorlukların temeli, dil, kültür ve sosyalleşme açısından uygulanan sınır ve yasakların, buna ilaveten yozlaştırma politikaların ve iskan yerlerinin değiştirilmesi konusunun en çok Esad döneminde yaşandığına dair canlı şahidiyiz. Dolayısıyla, Anadilleri olan Türkmence neredeyse yeni nesilde yok olduğu gibi, yaşlı zümrede korunmaya çalışıldığını görmekteyiz. Kültür ve sosyal kavramları açısından ise halen göze çarpan örf ve adetler devam ettirilmektedir. Eski hadiselerin konuşulduğu gibi, Türkmenlerin maddi sorunları nedeniyle birçoğunun eğitim hayatını tamamlayamadığı, ailelerine destek olmak amacıyla iş sektörünü yakaladığını, böylece kendilerine mahsus sorunsuz bir yaşamı sürdürme gayretindeler. Ancak bu durum ister istemez kitleler arasında, yani halk zümreleri içinde zayıf bir pozisyon kazandırmaktaydı. Okuyan kişinin az olması da o zamanlarda ayrı bir konu idi.

Dolayısıyla, Suriye’deki Türkmen sahası ve mıntıkaları ile ilgili pek çok projenin uygulanması beklentimizdir. Bundan yola çıkarak Türkmen Milleti’nin varlığını güçlendirecek ve sağlam bir temele dayanmış olacaktır. Örneğin; Suriye’deki Türkmen Lise mezunlarına yönelik YTB’nin Eğitim bursu vermesiyle Türk Üniversite’lerinde eğitim hayatlarını idame ettirebilir. Bu projenin kapsamı çok boyutlu olacağı gibi vadesi ilerleyen uzun yıllara yönelik olacağı konusunda hemfikir olabiliriz. Böylece hem soydaşlarımızı eğitim açısında zenginleşmeye yönelik yeni bir ufuk kapısını açmış olacağız. Uzun yıllardır YTB kurumunun Afrika, Asya ve diğer kıtalardaki mazlumlara Türkiye Cumhuriyeti himayesinde medet olmuştur. Böyle bir projenin Türkiye sınırları içerisinde uygulandığının farkındayız ancak bunun da bir sınır ötesi boyutunu görmek bizleri sevindirecektir. Anadil eğitiminin tamamlanması gibi, Türkiye Türkçesine hakim olmaları bizler açısından stratejik bir öneme sahiptir. Böylece Türkmencenin yanı sıra Türkçe olarak eğitim almaları ayır bir ayrıcalığa mensup olacaklar özellikle Türk Üniversitelerinden mezun olmaları gibidir.

Kültür ve sosyal açısında desteklerin sürdürülmesi zaruri bir durumdur. Türkmen mıntıkaların tarihi özellikle ve keşfedilmeyen zenginlikleri korunması gerekmektedir. Özellikle tarihi yapıların restorasyon gibi çalışmaların yapılması da muhimdir. Böylece, her iki toplum arasındaki tarihi bağların kuvvetlendirilmesine yol açacaktır. Her zaman dediğimiz şu ki; Türk Beklenendir.

Suriye’deki Türkmen Toplumunun desteklenmesi konusu sadece belirli alanlarla ilgili olmayıp zikrettiğimiz konulardan da daha geniş ve kapsamlı bir konu üzerindedir. Ancak buradaki önem bambaşkadır. Böylece Türkmen ehlimizin sorun ve sıkıntılarını gidermek adına elimizi taşın altın koymuş olduğumuzdur. Nasıl ki, Balkanlar, Kıbrıs, Azerbaycan ve diğer Türk Ülkeleri bizim için önemli ise, Suriye Türkmenleri de bizler için de aynı önemdedir.

Suriye’deki Türkmenleri hak ve hukuku unutulmaması gereken en temel konular arasındadır. Türkmenler, hem stratejik hem de soy bağı yani soydaşımız olmaları hasbiyle bizler için ayrı bir mevki ve öneme sahip olmaları gerekmektedir. Bu zor şartlar içinde onları yalnız bırakmayacağımız gibi ilerleyen günlerde yaşanacak her türlü hadisenin ve politik gelişmenin içinde olmaları için gereken desteklerin sağlanması önemlidir. Bu konunun sadece yazı da veya lafta kalmayacağı gibi sahada görülmesi hepimizin temennisidir. Son günlerde Suriye sahası içerisinde yaşanan Türkmen kelimesinin yokluğu bizler için elbette bir kaygı oluşturmaktadır.

Demem o ki, aciliyetin önemi sahadadır. Eğitimin önemli yönü ise yıllara tabiidir. Böylece kültür korunmasının zaruriliği de, sosyal açıdan yetiştirilmenin ehemmiyeti de pek hassastır. Bu tip gibi konuların hafife alınmayacağı gibi suratla uygulanması ve hayata geçirilmesi gerekmektedir. Böylece hem bölgedeki Türkmen soydaşlarımızın istikbali, hem de bölgedeki konumlarını korumuş olacağız. Bu durum ise bizler açısından hem kritik bir öneme sahip hem de uzun vadeli bir konudur.

Şimdilik bu kadar.