DEMİREL CUMHURBAŞKANI İKEN KÖŞKÜN İTİBARI YOK MUYDU?

 

Bir devlet adamını daha uğurladık!

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Hakkın rahmetine kavuştu.

Her fani gibi ölümü tattı.

Ama o birileri gibi siyasi hayatında hiç güç zehirlenmesine, kibire, şaşaa ve gösterişe kapılmadı…

Türkiye’nin civcivli zamanında “Bana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz” diyen adamdı…

Kimsenin özel hayatıyla, düşüncesiyle alay etmedi.

Kimseleri hor görmedi. En ücra köylerdeki delegelerini bile ismen hatırlar, yolu düşünce halini hatırını sorardı.

Hayırsız çıkan ama sonunda cezasını çeken yeğeni dışında politik hayatında bir yolsuzluğa bulaşmadı.

Birileri gibi üç aylık hapis cezasını özel odaya çevrilmiş ilçe hapishanesinde çekmedi, darbelere göğüs gerdi, Çoban Süloluktan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e uzanan uzun yolda, sabırla, tecrübeyle, diyalog ve hoşgörü ile çıkmayı başardı.

Atatürk Cumhuriyeti’nin hiçbir kurumu ile oynamadı.

Şan şöhret peşinde millet malını çarçur etmedi.

Ne sarayda köşkte, ne dev uçaklarda gözü oldu.

Birileri gibi devlet mallarını satıp özelleştirmedi…

Onca olan bitene rağmen küsmedi, nefret etmedi, kin tutmadı.

“Şehirde ne varsa köyde de olacaktır” diye yola çıkmıştı…

Boğaziçi Köprüsü, Ereğli Demir Çelik İşletmeleri, Güneydoğu Anadolu Projesi ya da kısaca GAP…

GAP, Fırat ve Dicle nehirleri üzerinde yapımı öngörülen barajlar, hidroelektrik santralleri ve sulama tesislerinin yanı sıra kentsel ve kırsal altyapı, sanayi, eğitim, sağlık, ulaştırma ve diğer sektörlerin gelişmesini ve hizmetlerini kapsayan entegre proje... 2005 verilerine göre toplam proje maliyeti 28 milyar dolar. Türkiye’ye birçok açıdan büyük katkılar sağlamıştır.

Keban Barajı ve Hidroelektrik Santralı, Boğaz Köprüsü ve çevre yolları, Urfa Tüneli, Karakaya, Atatürk, Birecik, Dicle, Kralkızı, Seyhan, Kemer, Almus, Deriner barajları, Harran ve diğer üniversiteler, sanayileşmede kilometre taşları olmuş yüzlerce sanayi tesisi, TÜBİTAK, hastaneler, otoyollar, köprüler (Türkiye-Nahcıvan Ümit Köprüsü), Ardahan, Iğdır gibi yeni iller, konut reformları, içmesuyu projeleri, Kırkpınar güreş alanı, Türk Güreş Vakfı Tesisleri…

Türkiye, kapitalist kampta yer alıyordu, ama gıda konusunda dünya üzerinde kendi kendine yeterli 4 ülkeden biriydi Demirel döneminde. Yatırımlarının büyük bölümü, altyapı yatırımlarıydı. Tesislerdi. Kalıcıydılar. Yapılanlar, bu ülkenin, bu toplumun malıydılar en nihayetinde.

Ondan sonra Özal döneminde vahşi kapitalizm ülkeye hâkim oldu, yatırımlar durdu. Para, parayı kazanmaya başladı. Normlar değişti. ‘Benim memurum işi bilir’ zihniyeti geçer akçe oldu.

Çankaya Köşkünü kasvetli bulup itibar sarayı yaptıran RTE, rahmetli Demirel'i ziyaret ettiğinde Demirel ona şu uyarılarda bulunmuş: “Cumhurbaşkanlığı fevkalade önemli bir makamdır ama bir şeyi yanlış yapıyorsunuz. Milletle uğraşıyorsunuz. Milletle kavga ediyorsunuz. Milletle kavga edilmez. Eğer milletle kavga ederseniz bu kavgayı millet kazanır, siz kaybedersiniz. Milletle uğraşmayın, milletle uğraşan hep kaybeder. Milletle küslük olmaz, siyasette de küslük olmaz. Ben bunu bir tavsiye ederek söylüyorum."

12 Eylül öncesinin şimdi solun kahramanlaştırdığı anarşistlerinden Deniz Gezmiş’in yakını Demirel için demiş ki: "Bugün ne kadar överlerse övsünler o üç gencin öldürülmesindeki günahını temizleyemezler." Yorum, okuyucunun olsun!

Demirel’in vefatı üzerine OdaTV’nin aslanı Nihat Genç, vermiş veriştirmiş arkasından…

“Dün dündür” lafını “döneklik diye niteliyor, “Benim köylüm, benim çiftçim” büyük yalanmış, “Sigortasız tazminatsız işsizleşen kitlelerin sendikasızlaşıp cemaat ve hemşehri siyasetine sığınmasını” Demirel’e borçluymuşuz!

Nihat efendi, “Demireller, Özallar, Tayipler dönemi hepsi aynıdır. Her dönemde dövüldük. Her dönemde aç kaldık. Her dönemde dışlandık kovulduk her dönemde zindandaydık. Her dönemde ülkemiz biraz daha yoksul biraz daha bölünür parça parça hale geldi.” diye de ağlaşıyor!

Bunların sebebi Demirel mi; sadece kalpaklı Atatürk fotoğrafı ile Mao’ya, Lenin’e, Marks’a endeksli solculukları mı?

Bu millet de akil adam diye yıllarca onu okudu, dinledi, iyi mi?

Demirel’in vefatı üzerine bazı densizlerin yazdığı diğer mesajlara bakın:

AKP’li dalkavuk Tayyar:

“Yedi defa gitti sekizincide gelemedi.”

Hele şu Kürtçü Pervin’in mesajına ne demeli:

“Süleyman Demirel de hesap vermeden gidenlerden…”

Gazeteci diye dolaşan Ahmet Şık’ın yazdıklarına bakın:

“Netekim Süleyman Demirel de Kenan Evren faşistinin yanına gitti. Binaenaleyh cehennem varsa daha sıcak şimdi.”

Buna ancak çüşşş denir! Neresinden tutsan iğrenç ve cahilce…

Burası Türkiye, insanların beyni iyice karıncalaşmış artık!

Allah, merhum Demirel’in taksiratını affetsin, mekânını cennet eylesin!

 

Mustafa ÖNDER
[email protected]
facebook.com/mustafaonder15
twitter.com/mustafaonder07

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren ve imla kuralları ile
yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa ÖNDER Arşivi
SON YAZILAR