Zilletin yolcuları

Türkiye’nin kabuğunu kırması, lider ülke olma yolunda hızla ilerlemesi, etkin, saygın ve belirleyici bir konum kazanması, hakkını- hukukunu korumakta çok kararlı hareket etmesi, terörün üzerine gidip yok etmesi, milli güvenliğini her şeyin önünde ve üzerinde tutması, sömürmeye alışmış vahşilerde büyük rahatsızlık doğuruyor. Rahatsızlığın da ötesinde açık şekilde kuduruyorlar.

AYNI MALZEMEYİ KULLANIYORLAR

ABD’nin kalleşlikleri, kepazelikleri bu yüzdendir. Trump’ın rezil mektubunu da, tehditlerini de unutmak mümkün değildir. Macron denilen zavallı, söz konusu Türkiye olunca ağzından köpükler saçarak saldırıyor.

AB üyesi ülkelerin çok büyük bölümünün de durumu farklı değil. Rusya’nın dahi bir taraftan bizimle dost görünürken, arkadan teröristlerle nasıl işbirliği yaptığını ibretle izliyoruz. Hepsinin bize karşı kullandıkları malzeme aynıdır ve birbirlerini tamamlayarak gidiyorlar.

Bir taraftan teröristleri besliyor, destekliyor, koruyor, kolluyor ve silahlandırıp üzerimize salıyorlar. Diğer taraftan ekonomimizi çökertmek için türlü planlar yapıp tehditler savuruyorlar. Yaptırım uygulayacaklarını söylüyorlar, hatta bunun için bir ileri iki geri adımlar da atıyorlar.

YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ

Buraya kadar olanlarda bilinmeyen, anlaşılmayan bir şey yok. Kış kışlığını, kalleş kalleşliğini yaparmış. Artık bunlara takılmıyoruz, hedefe ulaşmak, lider ülke olmak için bunları da aşmak zorunda olduğumuzu biliyoruz ve gereğini yapıyoruz. Her alanda, her türlü mücadeleyi veriyor ve yolumuza devam ediyoruz. Elbette işimiz kolay değil. Ama bizim de avantajlarımız, bizim de imkanlarımız var. 250 milyonluk bir Türk dünyası ile birlikteyiz ve bu imkanı çok daha iyi kullanabiliriz. İslam alemi içinde büyük sıkıntılar olsa da, bizim dostluğumuzu önemseyen, öne alan ve ortak hareket eden ülkeler mevcut. İşte Azerbaycan’la birlikte TANAP’ı hayata geçirdik ve özellikle Avrupa’nın enerji ihtiyacının karşılanmasında çok kritik ve kilit bir konum elde ettik. Doğu Akdeniz’deki hak ve hukukumuzun korunmasında Libya ile yaptığımız anlaşma bütün dengeleri bizim lehimize çevirdi ve çok büyük bir avantaj sağladı. Yeri gelmişken, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması konusunda yeni adımlar atılmasının zamanının geldiği kanaatimizi altını kalın kalın çizerek belirtelim.

TRUMP KILIÇDAROĞLU BENZERLİĞİ

Türkiye’nin durumu ve konumu ile ilgili olarak yaptığımız bu genel ve kısa değerlendirme, içerde yaşadıklarımızı daha iyi anlayabilmek içindir. Dışarıda olanların içeriye nasıl yansıdığını ibretle izliyoruz. Türkiye ile meselesi olanlar terörü kullanıyor, ekonomimizi bozmakla tehdit ediyorlar da, peki içeridekiler farklı bir şey mi yapıyor? PKK uzantısı YPG-PYD’ye Trump’ın bakışı ve ABD’nin yaklaşımı ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözleri ve CHP’nin duruşu arasında bir fark görebilen var mı? PKK-YPG Trump için de, Kılıçdaroğlu için de terör örgütü değil. Bu teröristlere ABD silah veriyor, yardım ediyor, eğitiyor, CHP’de onların siyasi uzantısı ile işbirliği yapıyor, ittifak kuruyor ve savunuyor. Teröre açık ve kesin şekilde yardım ve yataklık yaptıkları için görevden alınan belediye başkanlarına Macron ve AB ile birlikte en çok CHP itiraz etti. O kadar ki, PKK uzantısı HDP’yi bile geride bıraktılar. Zaten HDP’de sırtını bir terör örgütüne, bir de CHP’ye dayadığını inkar etmiyor.

GÖNLÜNDEN GEÇENİ SÖYLÜYOR

Bu kadarla da kalmıyor. Türkiye ile meselesi olanların ekonomimize bakışı, yaptıkları ve söyledikleri ile CHP’nin eleştirilerini, yönlendirmelerini ve algı oluşturma çabalarını alın yan yana koyun, nasıl birbirlerini tamamladıklarını ibretle göreceksiniz. Bütün göstergeler, uluslararası derecelendirme kuruluşlarının raporları ve notları, Türk ekonomisinin iyiye gittiğini, ivme kazandığını ortaya koyarken, özellikle Kemal Kılıçdaroğlu açıkça felaket tellallığı yapıyor. Her gün iki kere, bir bahane ile ekonomiye saldırıyor. Kendisini dinlerken zannedersiniz ki, bu ülkede millet açlıktan kırılıyor, devlet çalışanlarına maaş ödeyemiyor, üretim ve sanayi tamamen durmuş ve insanlar sokağa dökülmüş. Aslında olanı değil, olmasını arzu ettiğini, gerçeği değil gönlünden geçeni söylüyor. Trumpgillere mesaj veriyor. Biraz daha sıkıştırmalarını, tehditlerini biraz daha arttırmalarını, yaptırım uygulamada daha kararlı olmalarını bekliyor. Milletin sokaklara inmesini, Türkiye’nin karışmasını, krize ve kaosa sürüklenmesini hedefliyor. Milletin vermediği iktidarı bu karanlıklarda arıyor.

AYNI YOLUN YOLCULARI

Kılıçdaroğlu bunları yaparken yalnız da değil. İP, HDP ve SP gibi yancılarına şimdi yenileri ekleniyor. Ahmet Davutoğlu’un da bu zillete ortaklık etmekte nasıl gönüllü ve hevesli olduğunu Türk milleti büyük bir dikkatle izliyor. Avrasya Sanayici ve İş Adamları Derneği (ASİAD) Genel Kurulu toplantısında bir araya geldiler. Birbirlerini tamamladılar, baş başa görüştüler ve karşılıklı alkışlarla zilletin hangi boyutlara ulaştığını gösterdiler. Önce baş başa görüşüp, sonra da birbirlerini alkışlayanlara bakın: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Saadet Parti Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu. Tesadüfe bakın, aynı çıkmaz yolun yolcusu oğullar ne güzel de bir araya gelmişler! Bu 5 benzemezi bir araya getiren nedir ve kimlerdir?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren ve imla kuralları ile
yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
Orhan KARATAŞ Arşivi
SON YAZILAR