Dr. Abdullah BUKSUR

Dr. Abdullah BUKSUR

MISIR TÜRKİYE İLİŞKİLERİ

Mısır 100 milyonu aşan nüfusu, stratejik ticaret yolları, farklı iş kollarının Orta Doğu’daki merkezi olması, enerji yatırımları ve turizmdeki iddiası ile bölgenin en önemli ülkesi ve bölgenin başat ekonomilerinden biridir.

Türkiye-Mısır ilişkilerinin Temmuz 2013’te kesintiye uğramasından sonra, yeniden normalleşme sürecine girmesi, ekonomi başta olmak çeşitli alanlarda yeni fırsatlar doğurabilir. İlişkilerin olumsuz biçimde seyrettiği 7,5 sene içerisinde Türkiye ve Mısır arasında çeşitli gümrük engelleri, bürokratik mevzuatlar ve vize başvuru sürelerinde sorunlar yaşansa da ekonomik ilişkiler sıfırlanma noktasına gelmedi. Mısır, Türkiye’nin Kuzey Afrika’daki ticaret partnerliğini devam ettirdi.

Mısır ile Türkiye arasında ki ilişkiler, tarihi ve coğrafi bir altlığa sahip olarak, stratejik partnerlik seviyesinde sürmek zorundadır. Türkiye, bu köklü ilişkinin sürdürücüsü olarak Mısır ile hem pazar ve üretim planlaması hem bölge ekonomileri üzerinde etkili olmak için yakın ilişki içinde olmak zorunda. Mısır da kendi coğrafyasındaki potansiyeli ekonomik partnerlerine üzerinde etkili, belirleyici bir güç olabilmesi bakımından Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki istikrara katkı verebilmek için, bölgesel güç olarak Türkiye ile iyi ilişkilere ihtiyacı var.

Türkiye-Mısır ilişkilerinin normalleşmesi ekonomide yeni fırsatlar doğurabilir.

İki ülke arasında normalleşme sürecinin başlaması, kısa sürede ekonomik ilişkileri hızla canlandıramayacak olsa da sabit seyirde devam eden ikili ticaretin ve yatırımların yeniden artması için önemli bir aşama kat edilmiş olacak.

İki ülke arasında siyasi alanda başlayan gerginlik karşılıklı ticaret olmak üzere ekonomik ilişkileri de olumsuz etkilemişti. Tarafların attığı adımlarla normalleşme çabaları ortaya konulan siyasi irade, bu ay Türk Dışişleri Heyeti’nin Kahire’ye yapacağı ziyaretle kurumsal ilişki seviyesinden, siyasi ilişki seviyesi kazanacaktır.

Dünya Bankası verilerine göre Mısır’da 2020-2021’de yüzde 2,3 büyüme, ülke ekonomisinin salgına rağmen bu büyüme ile ayakta kalabildiğini gösteriyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’den 2014-2020 yılları arasında Mısır’a 21,9 milyar dolarlık ihracat yapılırken, aynı dönemde Mısır’dan 12,1 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirildi. Söz konusu 7 yıllık döneme bakıldığında Türkiye’nin, her yıl ortalama 3 milyar dolarlık ihracat yaptığı Mısır ile ekonomik ilişkilerin belirli bir seviyede devam ettirdiğini gösteriyor.

Mısır’ın kalabalık nüfusu ile Türkiye için Afrika’da büyük bir ticari pazar olması Türk ihracatçısı için yeni dönemde birçok fırsatın yaratılabileceği anlamına geliyor. Ayrıca Mısır, tek başına büyük bir pazar olmasının yanı sıra, stratejik pozisyonuyla Afrika’ya ve diğer Arap ülkelerine açılmaları için Türk ihracatçılarına yeni kapılar arayabilme potansiyeli de taşıyor. Her ne kadar Türk firmalar için Mısır ilk kez keşfedilecek bir ülke olmasa da ilişkilerin normalleşmesiyle değişecek yaklaşımlar ve arkasından gelebilecek teşvikler, iki ülkenin iş insanları için salgın krizine rağmen karşılıklı kazançlar sağlayacak. Mısır sanayisinin ihtiyacı olan ham madde ve ara mallar Türkiye’den tedarik edilebileceği gibi, sektörel girişimlerle bölgedeki dinamik iş gücü ortak yatırımlarla da değerlendirilebilir.

Doğu Akdeniz’deki gaz rezervlerinin aranması ve diğer enerji nakil hatlarındaki Mısır yatırımları ele alındığında, yakınlaşmanın Türkiye için birçok yeni alanda fırsata gebe olabileceği de düşünülebilir. Mısır’ın “enerji ticaretinde bölgesel bir merkez olma” iddiası ile attığı adımlar bugün hâlâ çeşitli altyapı projeleriyle varlığını sürdürüyor.

Mart ayında Süveyş Kanalı’nın Ever Given adlı tankerin kazası sonucu kapanmasıyla yaşanan global aksama, tüm dünyada gözlerin burada atılabilecek yeni altyapı adımlarının bulunup bulunmadığına çevirdi. Küresel ticari nakliyatın yaklaşık yüzde 12’sinin 193 kilometre uzunluğundaki kanaldan geçtiği düşünüldüğünde, bu güzergahın her geçen gün yeni alternatiflere ya da yolun sağlamlaştırılmasına ihtiyaç duyduğu görülebilir. Yeni bir kanal inşa edilmesinin birçok sebepten ötürü hemen mümkün olmayacağı açık olduğu için bölgeyi besleyen diğer ticari güzergahların iyileştirilmesi, hızlandırılması ve yenilenmesi için çok sayıda adım da halihazırda atılıyor veya projelendiriliyor.

9 Afrika ülkesini birbirine bağlayacak proje
Mısır’da yakın zamanda gerçekleşen demiryolu kazalarının ağır kayıplara yol açması ve yolların iyileştirilmesi hedefi birçok ulaşım ağı projelerinin hayata geçirilmesine yol açtı.

Arab News’in haberine göre Mısır, Sudan ile birleşmeyi mümkün kılacak 450 kilometreden fazla uzunlukta bir demiryolu inşa edecek. Nisan ayı ortalarında Sudan’ı ziyaret eden Mısır Ulaştırma Bakanı Kamel Al-Wazir, projenin 254,6-318,7 milyon dolara mal olacağını bildirdi. Öte yandan Mısır, ülkeyi dokuz Afrika ülkesine bağlayacak büyük bir altyapı projesi planlıyor. Yine Al Wazir’in şubat ayında duyurduğu proje, kara ve demiryolu sistemlerinin geliştirilmesini içeriyor.

Bakan, Mısır’ın 13 liman ve bir lojistik merkez kurulmasını sağlayacak kapsamlı bir plan üzerinde çalıştığını da belirtti. Buna göre, önümüzdeki aylarda 953 milyon dolar değerinde 35 proje hayata geçirilecek. Al Wazir, Toplam 19 milyon dolarlık 9 farklı projenin de tamamlandığını ifade etmişti. Mısır’da yapılması planlanan birçok altyapı ve ulaşım işinin büyüklüğü dikkate alındığında, bu konudaki deneyimli Türk müteahhitler Mısır’ın ihtiyaç duyduğu alanları çok rahat doldurabilir. Bununla birlikte, Türkiye ile Mısır’ın söz konusu projeler ışığında Afrika’daki 3. ülkelere ortak yatırımlar da gerçekleştirmesi mümkün olabilir.

Doğu Akdeniz’deki gaz rezervlerinin aranması ve diğer enerji nakil hatlarındaki Mısır yatırımları ele alındığında, yakınlaşmanın Türkiye için birçok yeni alanda fırsata gebe olabileceği de düşünülebilir. Mısır’ın “enerji ticaretinde bölgesel bir merkez olma” iddiası ile attığı adımlar bugün hâlâ çeşitli altyapı projeleriyle varlığını sürdürüyor. Bu amaç doğrultusunda yenilenebilir enerji ve doğalgaz santralleri inşa eden Mısır, aynı zamanda Akdeniz kıyısındaki Dabaa kentinde bir nükleer enerji santrali de inşa ediyor. Mısır, bölgesindeki ve komşu ülkelerle nakil hatları konusunda iş birlikleri yapıyor ve projeler yürütüyor. Bu nedenle Türkiye’nin enerji alanında yaptığı çalışmaların düzelecek ilişkiler sonrası potansiyel yeni girişimlerle bir üst seviyeye çıkması imkanı bulunuyor.

Türkiye için yeni dönemde bu kritik sektörlere yönelik birçok fırsat oluşturulabilir. Özellikle altyapı projeleri için gerekli inşaat işlerinin yoğunluğu, bölgedeki tecrübeli Türk müteahhitler için yatırıma ve Mısırlılar için de istihdama dönüşebilir.

İlişkilerin normalleşmesi Mısır hükümetinin öncelikle sübvanse ettiği turizm, imalat, Süveyş Kanalının genişletilmesi ve derinleştirilmesi, petrol ve gaz çıkarıcıları gibi kilit sektörler, seyahat kısıtlamaları, talep düşüşü ve ticaretteki kesintiler son bulacaktır.

Türkiye için yeni oluşmuş kritik sektörlere yönelik birçok fırsat oluşturulabilir.

Var olan altyapı projeleri için gerekli inşaat işlerinin yoğunluğu, bölgedeki tecrübeli Türk müteahhitler için yatırıma ve Mısırlılar için de istihdama dönüşebilir. Yeni dönemde, kazan-kazan durumundan da öte tüm coğrafya için pozitif sonuçlar doğurmaya elverişli bir iklim oluşturma pontansiyele sahip olduğu bilinmelidir.

Dr. Abdullah BUKSUR
İnsan Hakları Eksperti
(İHAF) İnsan Hakları Avrasya Formu Gn. Sek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren ve imla kuralları ile
yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Abdullah BUKSUR Arşivi
SON YAZILAR